Nasıl olduğumu sormuşsun

Anlatayım

Çok özlüyorum seni, çok istiyorum

Sağır ve dilsiz, ümmi ve kör, üstelik herkese verilen lanet olası iki kol ve bacak rabbinden esirgenmiş birinden iki satır mektup bekler gibi

Seni bekliyorum


Gözlerinmiş seninle iki kadeh içtiğimizde asıl başımı döndüren

Ne denemedim, ne paralar dökmedim ki her türlüsüne

Ne birisi seni bana getirdi, ne de diğeri hayaletinden kurtarabildi gecelerimi

Ölmeyecek kadar yiyor, öldürmeyecek kadar içiyorum ama yine de

Birazdan anlatırım, cesaretim yok işte


Kendime sorduğum soruları duysan çok gülersin

'Gelir mi acaba?' diyorum.

'Döner mi?' ki?

'Fakat kırılmış her yanım, dönse bile nasıl sarabilirim her şeyden çok arzuladığım bedenini?'


Sonra 'Yok mu?' diyorum

'Yok mu keskin bir kaya seni kafatasımdan söküp atayım kanlar içinde?'

'Yok mu iki metre halat gözlerimi kapayayım sensizliğin dibinde?'

Sonra fark ediyorum, hepsi var, hepsi bulunur da cesaretim kalmamış

Onu da almışsın yanına giderken

'Aptal umudu' diye bir şey var

'Mektubunu gözlediğim bahtsız belki bir sabah bir mucize ile iki satır yazar bana'

İşte ben o umuttan vazgeçmeye cesaret edemiyorum


Anlatamadım tam belki

Lafın kısası, iyiyim yani

Sen de iyisindir umarım

Gerçekten umarım