Uykumu geceye teslim etmeden önce yağmurlara fısıldadım bir kez daha ayrılık acısını.

Can evinde başlayan bu yangın, ruhunu katre katre yakıp kavurmadan sönmezmiş anladım.

Dilimin dönmediği gecelerde hafızam bile terk etti beni ve ben, en çok bu yaşlarda aşktım.

Şimdi unuttuğum ve unutulmayı hazır bekleyen ne varsa bir çığlık uzaklıkta.

Ben bunu bile bile yaşadım.

Aklımın oyunları bir gün bittiğinde ve beynimdeki silgi tamamen sildiğinde geçmiş denen hezeyanı,

Benden geriye ne kalır sanıyorsun?

Geriye kalan şeylerle ne kadar avutursun kalbini, ne kadarı yeter sana bir ömür için?

Bütün ömrün boyunca öğrendiğin her şey aslında bir hayalden ibaretmiş

Ve bir hayalet silgi karşısında ömrün bir ölüden betermiş.

Bir dolu hatıra ve koca bir hiç!

İşte senin mezarın bu,

Kıyamete kadar sürsün bu azaplı bekleyiş!