Çok sinirliyim. Daha doğrusu şaşkınlık ve telaş karışımı gibi gözüken ne olduğunu tam bilmediğim bir hisle çevrilmiş haldeyim. Garip bir şey oldu, daha önce de olmuştu ve ben artık bunun neden olduğunu çözümlemek istiyorum. Arada bir yaşadığım, yaşadığımda da kendimi mutsuz, kaçırmış hissettiğim bir mevzu var. Burada söylemeyeceğim bazı belli özellikleri taşıyan o grubu/grupları gördüğümde anlayamadığım bir hisse kapılıyorum. Telaşlı, bir şeyleri kaçırmış, yetişmesi gereken biri gibi… Anında karşı koyamadığım bir hale bürünüyorum. O an kendimi rahat hissetmiyorum. Sanki telefonla konuşmam, bilgisayarda uğraşmam, birileriyle görüşüp bir şeyleri halletmem veya bir sorunu çözmem falan gerekiyormuş gibi geliyor.
Bilen bilir; kıskandığım, özendiğim şeyler azdır. Nadiren bir "an"dan çok etkilenir ve imrenirim, keşke yaşayan ben olsaydım derim. Ama eşlik edemediğim o kalabalık bana bunu yaptırıyor işte. Resmen içim gidiyor, hem heyecan duyuyor hem de üzülüyorum, öfkeleniyorum. Kendime mi, onlara mı, yoksa hayata mı, bilmiyorum. Zaten çok da fark etmiyor. Çünkü zaruri olmadıkça bir şeyin nedenini nasılını irdeleme kısmını fazla eşelemeden atlatıp çözüm üretme aşamasına geçmeyi huy edindim. Çoğu zaman daha efektif olduğunu öğrendim diyeyim ya da… Her neyse.
Onlarda olup bende olmayan ve olmasını bu denli istediğim, içimi şiddetle sarsan şeyin ne olduğunu bulmak istiyorum. Bulmak ve ulaşmak... O eksik kalmayı, spesifik bir şeyden yoksun olma halini düzeltmek, yok etmek... Çünkü özgüvenim zedeleniyor. Belki de gözümde büyüttüğüm bir şeydir ama denemeden bilemeyeceğim için denemem gerekiyor. Elimden geleni yapıp halletmek için gereken efor neyse vererek bu hisse yakından bakacağım ve bir daha aynı durumda olduğumda tekrar edip etmediğini göreceğim. Düştüm peşine, inadım inat. Çünkü böyle moralimin bozulmasını ve net şekilde anlayamadığım sebeplerce rahatsız edilmeyi asla istemiyorum.
Tabii bunun için yer yer insanlara ihtiyacım olması, işin en can sıkıcı kısımlarından… Çoğunlukla kendi kendime yetebiliyorum ama bazen de olmuyor işte. Çünkü hayat böyledir. Seçme şansımız olmaz, zorunda kalırız. Ve ihtiyaç duyduğum gücü, mecbur kaldığım desteği bana verebilecek kişilerin olmaması inanılmaz üzücü. Yapamamışım; çevreme elimden tutacak, aynı dili konuştuğum birilerini toplayamamışım. İlla ki vardır ruhumun eşleri, bir yerlerde yaşıyorlardır ama ne fayda... Birbirimizi bulamadıktan, hayata beraber bakamadıktan sonra… Dilerim çok geç olmadan rastlaşır ve bunu kutlarız. Umarım birbirimizi tanır, anlar ve açarız. Günden güne hep daha fazlasını alırız. Nereden alacaksak... Lüzumsuz dağıldım, sonra toplanırım.