Thomas More'un, bu ünlü siyasal düşünürün herkesin bildiği eserinin adı UTOPIA'dır. 1500 yıllar İngiltere'sinde bozuk ekonomik düzen, iç savaşlar ve yoksulluk vardı. Utopia'da önce var olan düzenin bir eleştirisi yapılır. Sonra Utopia ülkesi ideal düzen olarak anlatılır. Utopia dış politika olarak emperyalizmi, karıştırıcılığı ve kışkırtıcılığı esas alır.


Utopia'da emperyalist sömürü içerdeki sosyal adalet ve refahın sürmesi içindir. Düşmanlarını içten böler, kendi ülkelerinde para kullanmazken diğer ülkeleri para ve altınla kışkırtırlar. Utopialılar parayla diğer ülkelerden topladıkları askerleri savaşa sürer, böylece askerlerin ölmesinden üzüntü duymazlar.


Koyu Katolik More, Utopia'nın İngiltere'de gerçekleşmesini dilediğini söyler. Bu 500 yıllık klasik eser İngiltere'nin yüzyıllara yayılan egemenliğinin temelinde yer alır. Batı medeniyetinin adeta 'Kızılelma' sıdır.


Bizim kaynaklarımızda da rastlarız bir ideale: Cafer-i Sadık'ın Buyruk'unda yer alan RIZAKENTİ. Ve Cafer-i Sadık insanların kurmakla, yaşatmakla sorumlu oldukları Rızakenti için gerekli açıklamaları yapar. Rıza 3 türlüdür. Birincisi kişinin kendi rızası, ikincisi kişinin toplumla rızası ve üçüncüsü kişinin din yoluyla rızası.


Kendi kendiyle rıza, özüyle yüzleşmedir. Kişi böylece insan mertebesine yükselecektir. Kişinin toplumla rızası kuralları bellidir: Eline, diline, beline sahip olmak. Bu üç mühür kişiyi kötülükten uzak tutar ve toplum kişiden, kişi toplumdan razı olur. Sonra, din yoluna rıza ile girilir ve bu bir kardeşlik, sevgi ortamı oluşturur.


Din yolunda rıza olursa toplumda rıza olur, toplumda rıza olursa kişinin özünde rıza olur. Böylece 3 rıza birleşir, el ele, el Hakk'a ulaşır. Ve Hak yol bütün dünyaya ulaştırılmaya çalışılır.


Zorlukları yok mudur? Elbette vardır:


Güzel aşık cevrimizi çekemezsin demedim mi?

Bu bir rıza lokmasıdır yiyemezsin demedim mi?


Devir o devirdir ki biz kuru dava için gelmedik, gönüller yapmaya geldik diyen irşad erlerine gerek var. Unutmadık Türk ruhunu, Hacı Bayram Veli'miz var:


Şakirtleri taş yonarlar

Yonup üstada sunarlar

Çalab'ın adını anarlar

O taşın her paresinde.


Bize de bu yapının bir taşı desinler isteriz. El ele, el Hakk'a birlik isteriz.