Bi kalabalığa yalnız dahil olmak çok şeyi gösteriyor insana. Uzaktan her şey öyle iğrenç ki. İnsanlar, ilişkiler, etkileşim her şey benden ırak olsun diyorum. Bunca analizi aptalca dekore edilmiş bir kantinin boktan tostunu yerken yapıyorum. Göbeğimin tek sebebi ise analiz, zira tostsuz analiz olmuyor. Gördüklerimse bir tost kadar bile değil lakin bu yazdıklarım belki bir gün paraya çevrilir diyerek daha da çok abanıyorum çift kaşarlıya...


Ben yedikçe daha da aptallaşıyor insanlar, daha da geniş bir obejektiflik geliyor , daha da kendini öne çıkarmaya çalışıyor kendilerine üstad diyen aptallar, dahalar dahalaşıyor ve belki de bu satırlar kendi dahasını yaratıyor. Her şeyden bir tiksinti hasıl oluyor. Ayının biri şehre inmiş diyorum elini yüzünü şişedeki suyla yıkıyor hayvan. Yerlere tüküreni mi dersin yoksa desibel rekoru kıran sümkürme sesini mi? Seni bilmem ama ben yalnızca Allah ile belasını diliyorum. Allah'ın belasını yani. Bunların Allah belasını versin yahu. Satırlarımı nefretlerin ablukasına alan kim varsa hepsinin belasını versin. Hepinizden Allah cezasını eksik etmesin. Rahmetsiz ölün. Merak etmeyin ben kıyak geçerim, Can Yücel gibi saymamamazlık etmem ölüp ölüp dirilttiklerimi.


Çünkü saymak zevk verir bana leşlerinizi. Yeter ki irinli sözlerinizle geçmeyen lekeler yaratmayın zihnimin kumaşlarında. Sizinki misali bir iki yobazın klorakı fabrika ayarlarına döndürmüyor fikrimi. İyice uzaklaştım hepinizden ve her şeyden. İyice bilendim her birinize. Her defasında yakınlaşmayı denerken oldu bu üstelik. Bir cümle dahi kuracak mecalim yok kimselere. Çünkü uzak, bir mesafe tespitinden çok bir dergah oldu benim için. Elimi eteğimi öyle bir çektim ki her şeyden İskoç erkeği olsam bile yakarım tüm etekleri. Çok da söze gerek yok esasında. Hayat dediğin bir saklambaç ve benim sağım ,solum, önüm, arkam yalnızlıkla sobelenmiş. Bu oyunda sonsuza dek ebe kalıp birilerine ve bir şeylere erişmeye çalışanlara hayat elbette patlatacaktır gerçek denen çanak çömleği...


....