Sen anlat İstanbul
Çok da söyleyeceğim yoktu ama,
Akşam yine bastırdı ışıklarını gönül ufuklarıma
Anlat içimden bir sır gibi süzülen denizlerini
Uzaktan seçemediğim kıyıların havasından bahset bana
Ah nasıl dalga dalga çalkalanıyor yüreğim
Sen parçalarını dağıttıkça
Heyecanla beklediğim gün doğumlarından
Bir harabe gibi dönüyorum gün batımlarında
Özlediğim geçmişte kalbim yerindeydi
Saat olup vuruyordu huzura değdiğimde
Ellerim rüzgarda dalgalanan ateşti
Zihnim takılı kalmış bir film
Dönüp dönüp ağlardım acılarıma
Zaman saniyeyi vurmuyor mu artık?
Sesleri şehri terk etti
Beni ıstıraba boğan ne varsa
O özlemler gibi sessizce gitti
Sen anlat İstanbul
Hakikat ol yanaş kıyılarıma
Dinle beni, çarem ol artık
Senin denizlerin mi daha derin
Yoksa benim gözlerim mi derindir?
Suskun bakma yüzüme
Öyle telaşlı, öyle yol yorgunu.
Sen söyle,
Güneş doğar mı gönül ufuklarıma?
Aşıklara bahar,
Yalnızlara kış İstanbul
Aç rüzgara yelkenini, götür hepimizi
Yeni bir sayfa, yeni bir hayat
Yeniden yaşat bizi