zaman geçiyor,

durdurabildin mi hiç?

ben belki,

belki bir fotoğraf karesinde gülmüştüm bir kere.

-tabii o an deklanşöre basıldıysa şanslıyım-


işte mutluluğumu zamanım içinde durdurdum.

öylece kaldı, donuk, duruk…

ama gülmek dediğiniz o ifade var suratımda.

dudaklarım iki yandan yukarı doğru kıvrılmış

ve dişlerim gözüküyor.

tavşan dişlerim olması gerekenden epey büyük ama bu anlam veremediğim bir hoşluk katıyor yüzüme.


gözlerimin kenarları kırışmış, gerçekten gülmüşüm besbelli.

durun biraz.

rüzgar varmış o gün, sol taraftaki kül grisi saçlarımın bir tutamı gözlerimi kapatmış.

elimde çiçekler var, deniz görünüyor arkadan, adadayız sanırım.

üzerimde pembe bir hırka var; beyaz tişörtüm, açık mavi kotum…

gözlüğüm kafamda, fotoğrafta gözlerim görünsün diye başıma takmışım.

hala kahkahalarımı duyabiliyorum?

denizin tuzu burnumda.

sıcaklığı iliklerimde hissediyorum.

bu nasıl olur?


ah!

üzgünüm…

o an kimse deklanşöre basmamış,

böyle bir fotoğraf da 

hiç var olmamış…