Hiç sevmem kutlama sözlerini. Kalıplaşmış iyi ki doğdunlar, iyi ki varsınlar, sağlıkla, mutlu, sevdiklerinle yaşa temennileri. Sana bunlardan hiçbirini söyleyecek değilim. İyi ki doğmuşsundan ziyade bence iyi ki doğmuşum diyebiliyor musun? Bu önemli. Bedenen doğduğumuz tarihte mi doğuyor ruhumuz acaba, yoksa hazır olan ruhlar yeni doğan bedenlere mi giriyor usulca. Hangisi yaşlanıyor önce, hangisi seviyor hangisi aşık oluyor acaba hangisi başka bir ruhu ele geçirebiliyor. Hep merak ettim ben. Seni ilk gördüğümden beri adını koyamadığım bir enerji, elektrik, akım... Ne denir bilemedim. Hiçbir kalıba sokamadım, hiç sığmadı kalbime. Sarmaşık diyorlar ya, sardı tüm ruhumu. Aşk mı, sevgi mi ikileminde gittim geldim. Aşksa bu, herkes aşık birbirine, seni seviyorum sevmem. Şairlerin şiirleri de kendine. Sana bendeki seni başkası nasıl anlatabilir ki? 

Seni seviyorum demeyeceğim, bilirsin ağaçları da sever insan...

Ben mesela severim çiçeklerimi, kahveyi, hele çayı sonra yağmuru, denizi bir de zeytin ağaçlarını...

 Açtıkça sevinirim çiçeklerim, konuşurum onlarla, dertlerimi dinlerler, neden sevmeyeyim ki? Sabahları kahve için kalkarım başka türlüsü zor. Bir sebebi olmalı sabah erken kalkmanın. Kahvedir sebep güne başlamaya.

Çaya gelince, dinlendirir beni çay .Oturtur mola veririm hayata, düşünürüm uzun uzun, kendimi dinler mutlu olurum. Çay beni bana getirir.

Yağmur da herkes kaçışır, herkes evinde, sokaklar rahatlar. Hava döker içini usulca, rahatlama huzur verir.

Deniz çok uzaklara götürür her zaman. Kavuşmadır, özlemdir de aynı zamanda bakar bakar çok yakın derim, herkes çok yakın, çıkıp gelecek derim, işte şimdi getirecek.

Zeytin ağacı tam aşktır benim gözümde, karşılıksız hep veren. Rüzgarda şarkılar söyler gümüş dalları vakti geldiğinde döker aşkını yollara, sokaklara acıdır her bir tanesi ilk başta durdukça tatlanır, zamanla anlaşılır zeytinin dili, sabırdır sırrı zannımca...

Nasıl derim sana, seviyorum seni, sana olan duygum sevgiyle bir tutulur mu? Sen benim ruhumun kalbinin sahibi, senin sesin nefesimi keser benim, kulaklarım duymaz olur. Bakışınla içime ateş düşer, yakar sönene kadar. Senin bir sözünle ruhum şenlenir, koşarım tüm şehri baştan başa. Senin hüznün içime dert olur, korkak çocuklar gibi sığınacak yer arar, sığmam hiçbir yere. Sen sarılınca dünyam dönmeyi unutur, zaman durur. Sevgi midir ki bu, yok artık!

Ben senin ellerinin nasıl konuştuğunu bilirim sıcacık. Yüzünün her noktasını, tüm kıvrımlarını dudaklarının. Gözlerinin alfabesi vardır bilirim baktıkça anlatır. Sen konuşurken fırsat bilirim. Bir kulağımdan girer, diğerinden çıkar sözler, beynim şaşırır, kalbe söz geçiremez.

Ben sana seni seviyorum demekle haksızlık ederim.