ben putlarınız gibi ara bulucu değilim

ne de kabil gibi ellerim kanlı

çok isterim de çizile yazıla alnımın akı

yetiştirir bana işlediğim haltlarım halatları

vazgeçişi pervasızca kulağıma iliştirir

ruhumun liyakatı halatlar değil!

amma sanki canıma kastı var gibi yakın.

iyisi mi ağzıma acılar çalın;

kal gelir, hoş gelir

nasıl olsa ardından bir haz gelir de

günümü kurtarır


gerçekliğim evimse benim bilinç dışım mahvım olur

hiç de suç değildir uykumdan istifade etmem

tercihim, hayattan bir çeşit istifadır

tembihim, kalanlara yezid bir itiraftır


yüzün yüzüme dönüktür, bazen harlı

kimi zaman sönüktür içini kemiren hissiyatın

yirmilerinin başındasın, başında aklın

olmasın o halde burada kalıp gereksize maruzatın.


müsaade etse ecel

feragat edip önüne canımı sereceğim

bu sevmekten değil

geç kalınmış bir bedelden hiç değil

anlaşılmak arzusuna düzülmüş bir matem

dünya kafesi kadar geçici

ve dahi müphem.


benim kinim dünyayı sarsmaz

tanıdık her şeye sevgim içten

hem ben tanrılara uyup da katle tanıklık edemem

günahkâr ruhum varır mı şad'a?

orası muamma, bilemem

kaldırın bari beni son kez dört kolluyla şaha!


gölgeler diyarınadır takibim

kalbimin cürettir sermayesi

son dualarımı yüzüme çaldım düşüşümün arefesi

zalimin biri elimi kolumu bağlayıp ölüme iteklesin.

onlar anlamaz ki halimi rivayet etsin





14.3.22