Düşen her duygu ağırlık yapıyor toprağa

giz

çehreyi sarmış gökyüzü ışıltısından-

taç yapmış kendine arz - ‘an sahibi

ormanlardaki tilkiler ancak

toprak

toprak olarak dönerler

beynimin en ücra köşelerinden dolaşarak.




yaklaş tüme artık




yavaşça kulağına üfler -tüm varolmuş peygamberler- beraber dinlerler bunu.

Gelelim dünyevi duyguların birbirlerini geçmek için seviştiği

topraklara ki o topraklar üzerinde binlerce tohum bırakıp-

kusmak için yağmurlar birleşti, dünyevi ruhlar izler bizi

diker gözlerini en keşfedilmemiş yerlerinden akan

zehirli sıvılar yaratır

var olman

an’dır artık.




ıslah edilmiş yağmurlarla yıkanıp arın

ruhunun pisliğini akıtan bir parça lav

ve cehennem çukurundaki paslı bir çivi.

Beyaz bir karga kovalar

rüyalarında hapsolmuş tüm ruhlar

dinler

seni(n)

usulca.