namusum önünde eğilip

esenlikler çaldılar başıma

ve tüm aşklar,

(öyle duru, safça)

denizlerin göbeğinde bel veren

ölüm'ün huzurunda

şaha kalktı

ve imamlar,

 matemini kuşanıp da

göğde açan çiçekleri yadsıdı

çünkü kederini kıracak

 onların başları

sonra sen ve senin ellerin

umutlar sustuğunda

 önümde eğilecek

ve bulutların

umarsızlığını benimseyeceksin

ki tüm şarkılar aynı kapıya açılır

geriye yalnız hisler kalır