Ben heveslerinizin cezasıyım.

Şimdi bana kulak verin!


Nefes almam, yaşıyor olduğum anlamına gelmiyor. Anlaşılmak, çoğu zaman suratınıza kusmak istiyorum. Birkaç harfi yan yana getirmek yazabildiğim anlamına gelmiyor. İçimdeki sancıyı satırlarımın içinde göremiyorsanız yazmak yazmaktır sadece. Nasıl sabrettiğime şaşırdığım durumlar var mesela, görebilseniz "kaderim" olan "intihar"ı nasıl ertelediğime şaşırırsınız. Hoş, gökkuşağını görmeniz görebildiğiniz anlamına da gelmiyor. Dünya üzerinde 180 tane paralel, 360 tane meridyenin olması bir şeyi ifade etmiyor (gerçi onlar da coğrafyanın hayaleti) el kadar yüreğimi sığdıramadıktan sonra. Şehvet, hırs, kibirle doldurduğunuz o göğüs kafesinizin altındaki kalbinizin varoluşu bir kalbiniz olduğunu da göstermiyor. Yüreklerinizden hiç bahsetmiyorum bile. İnsanlık adına örtbas ettiğiniz ne varsa bir gün ayaklarınıza bağ olmasını dilerim.


Velhasıl zat-ı şahanelerin ömrü daim olsun.