Bir insan ne kadar daha yabancılaşabilir? Göz bebeğime yansıyan fotoğraf o kadar yabancıydı ki. Sade ve şık siyah kıyafetleri, yüzünde duran eğreti gülümsemesi, uzamış saçları bile. Gördüğüm yabancı göz bebeğimde titreşti, sol gözümden akan yaş çenemden fotoğrafın üstüne düştü. Beraber geçirdiğimiz on beş yıl hafızamda belirdi ve kafamı sallamamla birlikte hızla geçmişte bir toz bulutu olarak kaldı. Onu çok sevdiğim ve hep seveceğimi bilmek kalbime bir sızı yerleştirdi. Beni en zayıf olduğum noktadan vuruyordu. Sadece bir fotoğraftı oysa ama ben bu kağıt parçasından bana gülümseyen yüzün bana olan sevgisinin bittiğini biliyordum. "Benim sevgim her şeyi aşar." dedim. "Benim sevgim o kadar büyük ki bana ne yapsan, ne söylesen hep kalbimde kalacak." Günün birinde bizi yan yana getirir sandım. Sevgi iyileştirir, sevgi her şeye yeter sandım. Benim sevgime onun bir damla sevgisi bile karışsa yettiğini bilmek de içimdeki sızıyı daima var ediyordu. Benim uçsuz bucaksız sevgimin yetemediğini görmek içimdeki sızıyı güçlendiriyordu. Benim sana kaçıncı veda edişim sayamadım. Bu veda öyle acımasız ki bir daha tekrarlanmayacak. Hoşça kal, yabancı.