Her seferinde aynı şey, hep başa dönüyoruz, en başına.

Sonda intihar filmleri, ayrılık senaryoları, başka insanlar, yeni arayışlar, mutluluk temennileri, geçmiş olsun, tebrikler, başınız sağ olsun, dostlar kahrolsun...

Başa dönüyorum, evet, her şeyin başına.

Silah dayayıp yaklaşırsanız belki bir delilik yapacağım diye bağıracağım.

Ne yapıyorsun, saçmalama diye yankı yapmadan yaklaşın.

Lütfen, korkmayın.

Saçmalamıyorum, asıl siz saçmalamayın,

Her şeyin düzeleceğine inanmak yerine tetiği çektikten sonra ölmeyeceğime ve iyileşeceğime inanıyorum.

Artık her şey biterken veda rütbesini takıyorlar yüreğime.

Gözlerim doluyor, herhangi bir sokakta.

Beni yağmurdan bir kalabalık alkışlıyor ve konuşmaya başlıyorum,

sonra konuşmamaya.

Tedavi seanslarımı, sinema seansları gibi hissettiren bütün uyuşturucu maddelere teşekkür ediyorum...

Muhteşem bir sahnedeyim, fonda Dalida - El Cordobes çalıyor.

Ölüyorum.

Sevgililer, sevişenler meşguller; beni umursamıyorlar.


Bu yara,

Sizin emanet bıraktığınız bu yara.

Belki şimdi bir Süreyya sineması, ileride bir gün kapandığı için hepimiz üzüleceğiz...