Virginia Woolf "Kendine Ait Bir Oda’da" çok kıymetli öğütler verir biz kadınlara.Şöyle seslenir:"Para kazanın,kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın.Ve yazın,erkekler ne der diye düşünmeden yazın!"


Kadınların neden daha az görünür olduğunu sitemle eleştirir.Kitap akarken sanki bize şu soruları doğrultur Woolf:

Neden gölgede kalmaya razı olmalısın? Neden erkeklerden daha az yaratıcı olduğunu düşünüyor ve kabuğuna çekiliyorsun? Harekete geçmek için neyi bekliyorsun?


Bana doğrulttuğunu düşündüğüm sorulara yanıtlar aradım.Seneler önce Woolf’u okuduğumda altını çizmeden geçmiş olduğum cümlelerin ,yaşadığım birkaç deneyimden sonra altın değerinde olduğunu farkettim ve tekrar okuduğumda bu kez altını çizmeden geçemedim.

İşte bir altın öğüt de bu bölümdü:

"Her birimizin yılda beş yüz sterlini ve kendine ait bir odası olursa ve tam olarak düşündüklerimizi yazma özgürlüğünün alışkanlığı ile cesaretine sahip olursak; ortak oturma odasından azıcık kaçıp,insanları sürekli birbirleriyle ilişki içinde değil gerçekle ilişki içindeyken görürsek ve gökyüzünü ve ağaçları ve içlerinde ne varsa onu görürsek,Milton’un Gulyabanisi'nin ötesine bakarsak (Çünkü hiç kimse manzarayı kapatmamalıdır)ve tutunacak bir kol olmadığı,tek başımıza yol aldığımız ve yalnızca kadın ve erkeklerin dünyasıyla değil gerçekliğin dünyasıyla da ilişkide olduğumuz gerçekliğiyle (Çünkü bu gerçektir)yüzleşirsek fırsat gelir ve Shakespeare’in kız kardeşi olan ölü şair çoğunlukla kenara koyduğu bedenini üzerine giyer.''


Ben de ne zaman biraz cesaretim kırılsa Woolf okur ve omzumda bir dost eli hissederim.Destekleyen,cesaretlendiren ve daha iyi olmamla gururlanacak bir dost eli.