İrili ufaklı atıyoruz taşları.

Her değen incitmiyor

ama hiçbiri de ıskalamıyor.

Ben vardım sandıkça yol uzuyor.

İri yarı bir silahtan

hayalin ateşleniyor üstüme.

Kocaman dağlar ufacık kalıyor o zaman.

Gök yere değecekmiş gibi,

Kıtalar parçalanacakmış gibi,

tüm şehri sel alacakmış gibi geliyor.

Ama olmuyor bunların hiçbiri.

Çünkü beni çok uzaklarda bir yerde

canımdan duruladılar.

Şimdi ben bile bilmiyorum

hangi isyanı tetiklemişim ya da

kimlerin uğruna

kundaklamışım sağı solu.

Zannettiğim her şey şekil değiştirdi.

Şimdi ilk ısırıklarını veren bir

zamanın mecburuyum.

Eser miktarda varlığımla

medeniyetler fethediyorum her gün.

Bilemezsin.

Ben kendime sağ çıktığım yerlerden geldim.

Arka bahçemi delik deşik ederek geldim.

Yepyeni bir cennet vaadettim kavmime.

Güngören'i çıkardım kilometrelerce yerin dibinden.

Oturduğum yerden

Everest'i turladı aklım birkaç kere.

Anlıyor musun...

Yepyeni okyanuslara karıştım

küçücük denizimden.

Solungaçlarımı keşfettim

ve korkmuyorum oltalardan.

Kaç

şimdi

arkana

bakmadan!