The Searchers (John Ford – 1956) Filminin İncelemesi


Western türüne iyi bir örnek olan bu film, Amerikan Batı’nın keşfinin yapıldığı erken dönemlerinde geçmektedir. Ethan Edwards (John Wayne) adlı bir eski Konfederasyon askeri, kız kardeşi ve yeğeninin Komançi (Comanche) Kızılderilileri tarafından kaçırılmasından sonra, onları aramak için bir arayışa çıkar. Filmin başlangıcında, yerliler tarafından tuzağa düşürülüp öldürülen bir ailenin intikamının peşinde koşan askerin macerasına tanıklık ederiz. Film boyunca işlenmiş, Western türüne özgü ögeler göze çarpacaktır. Her Western türünde olmasa da kovboyların üstünün kirli ve toprak içinde olması, yaptıkları işe ve yaşam tarzlarına göre gerçekçi bir biçimde işlendiği görülür. Öte yandan yerliler daha acımasız, kirli, ahlaksız, düzensiz bir hikaye biçimlendirilmiş. Buna göre, beyaz insanın modern ve düzenli, ahlaklı bir yaşam biçimine sahip olduğunu göstermeyi amaçlamıştır. Yaygın bir işleyiş biçimi olan bu kültür arası zıtlıklar ve kontrastlar Hollywood sineması temalarında sıkça görülür. Ayrıca bu tür filmeri, belirli bir dönemi ve o zamanın kültürüne özgü hikayeler anlatması Western filmlerini ilgi çekici bir noktaya taşımıştır. Şiddetin bu filmde kaçınılmaz olduğunu; ırkçılık ve yabancı düşmanlığına dair ögelerle iç içe geçtiğini görürüz. Filmin şiddet içeren sahneleri oldukça yoğundur. Ethan, Comanche'leri öldürürken sert ve acımasız davranır, özellikle de Comanche'lerin kadınlarını ve çocuklarını bile hedef alır. Bu şiddet sahneleri, Ethan'ın intikam için yaşadığı acımasız duyguları ve Amerikan Batı'nın keşfinin sertliğini gösterir. Ancak, filmin şiddet sahneleri sadece bir gösteriş ya da şiddeti romantize etmek için değil, aynı zamanda şiddetin sonuçlarını da yansıtır. Ethan'ın şiddet dolu intikam arayışı, ailesine ve sevdiklerine zarar verir ve onun insanlıktan çıktığını gösterir. Filmde şiddet kaçınılmaz bir tema olarak işlenir ve filmin ana karakterinin intikam arayışı nedeniyle şiddetin dozu giderek artar. Ancak, filmin şiddet içeren sahneleri sadece bir gösteriş değil, aynı zamanda şiddetin sonuçlarını yansıtır ve ana karakterin insanlığından çıkmasına neden olan acımasız duyguları eleştirir. 


Western türüne özgü sinematografik ögeleri, filmin atmosferini belirleyen ve izleyicinin Batı'nın vahşi doğasına bir yolculuk yapmasını sağlayan önemli unsurlardır. Western filmleri, genellikle geniş açılı çekimler, görkemli manzaralar, özelleştirilmiş renk paletleri, geleneksel kostümler ve güneş ışığı kullanımı gibi sinematografik ögelerle tanınır. "The Searchers" da bu geleneği devam ettirir ve filmin büyük bir kısmı geniş açılı çekimlerle, doğanın görkemli manzaralarıyla doludur. Filmin renk paleti, Western türünün sert ve acımasız doğasını yansıtacak şekilde tasarlanmıştır. Kostümler de Western tarzında deri kıyafetler, botlar ve şapkalar gibi geleneksel Batı kıyafetleri olarak tasarlanmıştır. Güneş ışığı kullanımı, Western filmlerinde yaygın bir görsel araçtır ve bu yapım da güneşin yükselişi ve batışı gibi doğal ışık kaynaklarını kullanarak doğanın güzelliğini vurgulamak için kullanılır. Bu sinematografik ögeler, Western türünün özelliklerini yansıtan bir atmosfer yaratır ve bu filminin duygusal etkisini arttırır.



Kaynak: Abisel. N. (2016) Popüler Sinema ve Film Türleri