Filmden bahsetmeyeceğim. Filmin bana anlatabildiklerinden bahsedeceğim.



YANSIMALARI:

İnsan, kendini gerçekleştirme yolculuğunda olduğuna inanır. Kendini ortaya koyabildiğine inandığı anların tatmini ve kendinde var olan potansiyeli bulamama ya da var olduğuna inandığı potansiyeli ortaya koyamama anlarının tatminsizliği insanın duygu durumunun önemli belirleyicileridir. En azından bir kaynağa dayandırmaksızın ben buna inanıyor ve içimde kuvvetle bu duygunun anksiyetesini barındırıyorum. Birçok insanda da bu duyguyu hissediyorum. Cümlelerindeki kelime boşluklarına sıkışmış var olma, varım diyebilme, var olduğuna dair bir şeylerle iz bırakabilme kaygısı konuşma ile dışa vurulan nefesle birlikte, ses tellerinden titreşip, sıyrılıp yüzüme vuruyor. Evet! İçimde aynı şey dolanıyor. Kimi dışa, kimi içe kuvvetle çarpıyor. Sesin şiddetinden bağımsız bir şiddet bu. Hissediyorum, ne ölçer bunu bilmem. Belki psikoloji? Sosyoloji?

Bir de şu duyguyu içimde yeniden keşfetmeme neden oldu: yarenlik ihtiyacı... İnsan var oldu diyelim, e varım da dedi, var olduğuna dair kanıt da bıraktı... Bir şey eksik. Buna şahit olacak biri...Başarma güdüsünde bu desteği hissetmek çok büyük bir tehlike ama. Çünkü insana başardığın anların arasındaki boşluklarda dinlenme, göğsünde yumuşama şansı verir. O yumuşaklığı yatınca seni yutan yataklara benzetebiliriz. Kalkmak için biraz itmen gereken... İşte o yarenlik kendi kişisel alanından, var olma telaşından içeri, sen alanına girdiğinde biraz itmelisin. O senin alanın, onun da alanı var ve sen, biz kümesine sen kümesini kapsattın. Artık hem var olamamanın agresifliğini üzerinde taşıyacak, hem de yarenini kurtarıcı sanacaksın. Oysa ki kurtuluş ona sokulmakta değil, biraz ondan uzaklaşabilmektedir. İşe giderken bir adım geriye atmadan, arka ayağına yüklenip eşine verdiğin öpücük gibi... Seni yoldan alıkoymasın, geriletmesin, yavaşlatmasın.

Ve şu düşünce inanılmaz bir özdeşleşmeye neden oldu: 'Kimsenin fark etmediği ufak şeylerden etkilenme hakkımı da saklı tutarım.' Hayat bir şekilde yeşermeyi başarmış tohumdan ilham almalı, durup bir bakmalı. Engeller var, onun da engelleri vardı ama başını çıkardı. Hayat başlı başına bir ders, almak için dinlemek lazım, görmek içinse bakmak... Durabiliyor, dinleyebiliyor ve bakabiliyorsan eğer, kimsenin sana bu naifliğinin başına bela olduğunu hissettirmesine izin verme. Hayatı yaşıyorsun, onlarsa nefes alıp veriyorlar.



Notlarım:

Film bir kitap uyarlaması, karakterler ve olay örgüsü hayal ürünü.

ANCAK;

Filmde gerçek bir şey var: Kara gömülmeyi önlemek için kendilerini hidrolik ayaklar üzerinde kaldırabilen bir dizi bölmeden oluşan yeni bir tabana sahip üs: Britanya Antarktika Üssü Halley İstasyonu'nun resmi

Halley VI Araştırma İstasyonu. Görüntüler çok gerçek görününce araştırdım ve Halley VI İstasyonu'na ait olduğunu öğrendim. 2012 yılında inşa edilmiş.

ANCAK;

Amundsen/Scott Güney Kutbu İstasyonu çok daha büyük. 2003 yılında ayakları da dahil olmak üzere yeniden inşa edilmiş. Herhangi bir yeniden yükseltme planı yok.