"Araba sürmekten ne anlarsın kızım sen?" Dün akşam annesine ehliyet kursuna gittiğini söyledikten sonra duyduğu cümle bu sabah gelmişti aklına. Hayret, bu cümleyi dün söylemiş oysa, sabahın köründe aklına geleceği tuttu.

Aynadaki aksine gülümsemeye çalıştı. İyi gidiyorsun kızım dedi kendine. Güzel yaşıyorsun. Su yaşına geldiği halde kadınların hemcinslerine uyguladığı zorbalığı anlamak istemiyordu. İşe yetişmek gibi bir zorunluluğu olmasaydı sabah monologunu bir saat sürdürürdü. Saat 8.10. Aceleyle çıktı evden. Yürüyerek on dakika süren iş yerine vardığında aynı anda geldikleri XY kromozomuyla göz göze geldi. Sen de az değilsin dedi içinden. Nişanlanmak üzere olduğun biri varken gözlerimin içine sanki bütün gizlerimi öğrenmek ister gibi bakıyorsun. Üç ay önce yeni işe başladığında göz göze gelip bakışmalar masum geliyorken XY kromozomunun başka bir XX kromozomuyla evlilik arifesinde olduğunu öğrendiğinde kandırılmış hissetmişti. Belki diyordu, belki ben yanlış anladım. Tanımadığım, yabancısı olduğum bu yerde güvenecek birisini aradım dese de kendine XY kromozomu tam da hissettiği gibi bakıyordu ona. "Göz göze geldiğimizde kafamı çeviriyorum artık, büyük hayallere kapılmadan öğrendim sevgilisi olduğunu." diye düşündü. Birisinin nişanlısını ayartan şırfıntı olmak istemediğini anlamıştı. Toplantı salonundan sesleri gelen bütünü XX kromozomundan oluşan kalabalığın gürültüsüne kulak tıkamaya çalıştı.

- Annemler geldi dün. Evlendiğimizden beri hiç yalnız kalamadık.

- Hadi ya.

- Sen ne yaptın aldın mı tek taşını kuyumcudan?

- Aldım ama hiç beklediğim gibi değil baksana küçük duruyor karatını göstermiyor.

Hay tek taşınızın karatı batsın, birbirinize sokulup yaptığınız dedikodularınız batsın diye düşünürken omzuna dokunan elle irkildi.

- Günaydın, bugünlerde toplantı salonuna uğramıyorsun. Dedi XX kromozomlarından biri.

- Günaydın,

dedi ve içten olduğunu düşündüğü gülümsemeyle cevap verdi:

- Direksiyon dersleri biraz yoruyor.

-Sen bekarsın, ya bizim gibi evli olsaydın. Bak düğün borcunu bitirmekle uğraşıyoruz.

Diyalog bu kadar, adına hayat dedikleri basit telaşlarına düşen XX ve XY kromozomlarının samimiyetleri bundan ibaret. Düğün borcunu bitirdikten sonra çocuk borcunu ödeyeceksin, çocuk borcundan sonra emeklilikte krediyle bir ev alacaksın, sonra da mezar-kefen borcu ödeyeceksin. Az önce odaya çay almak için gittiğinde insanların gözlerinde "Biz az önce dedikodu yapıyorduk ve sen odaya girdiğin için durmak zorunda kaldık. XY'nin karısına aldığı mavi elbiseyi, senin giydiğin kıyafeti, kocalarımızla-karılarımızla olan ilişkimizi sen bizim yanımızdayken konuşamayız. Çayını al ve git." bakışlarını görmüştü. Öğleden sonra saat 14.30 ve toplantı salonunda oturan sekiz kişi, sekizinin de elinde telefon, zihinlerinde karmaşık düşünceler, bu düşünceler ki empatiden yoksun- sen öyle san, sana empati yok- yani diğer herkese var öyle mi- hayır birlikte dedikodu yaptıkları kişilere var. Herkese benden empati Şakire'ye yok! Şakacı seni. Kendi kendine gülerken odanın camında kendisiyle göz göze geldi. Ne garip şu camdaki kadın benden ne kadar uzak. Dışarıya yakın, içine uzaksın. Hayır yanılıyorsun hepsine uzağım. Neden uzağım? Neden insanlardan da uzağım? XY kromozomu sigara içmek için yangın merdivenine giderken odasına göz attı. Göz göze geldiler. Sessizce dudaklarını oynatarak "Puşt!" dedi. Yanındaki diğer XY kormozomuyla tuttuğu düğün salonunun fiyatını konuşuyordu. Düğün salonuna ödediğin para soğusaydı bari diye düşündü. Düğün salonundan çocuk bezi fiyatlarına geçtiklerini duydu. Başı döndü. Pat! Elinde oynadığı kalem düşmüştü. Yaşamda benim böyle kalemle oynadığım gibi oynuyor benle. Ben oynayamıyorum. Yaşam adlı bu oyunda bana verilen rolü anlayamadım. Oyunculuğum sırıtıyor. Anne, baba affedin kızınızı çünkü bu oyunu bitirmek istiyor. Ben bu oyunu bozarım ulen diyor elinde bir gülle. Gülü kafasına sıkacak. Toplantı salonundaki XX ve XY kromozomları günlük kotalarını doldurmuşlar, mesai saati denen zabıtanın gelmesini bekliyorlar. Hiç kimse görmüyor, duymuyor, tatmıyor, usunu kullanmıyor. Bu insan türünün mahsur kaldığı dünya insan bahçesi; diğer gezegenler tarafından gezilecek nadide bir turistik yer olmuş. Tam seyirlik; birbirlerinin üstüne nükleer bomba fırlatıyorlar, deneyler yapıyorlar, ürüyorlar, evlenirken aldıkları artık eskiyen mobilyaları değiştiriyorlar, içlerinden bazılarını popüler yapıp onun hakkında konuşma zevki yaratıyorlar, yangın çıkarıyor sonra da söndürüyorlar, ölüyor ve öldürüyorlar. X kromozomu Y kromozomuyla çarpışıyor, her iki anlamda da. Bir noktadan sonra kromozomlar da kalmıyor, kelimeler kalıyor sadece.

-İyi akşamlar.

-İyi akşamlar arkadaşlar.