Ya Rab! İbrahim’e ferah olan ateştir beni yakan, adaletinden sual olunmaz
Akması beklenen kan da aktı hem
Yanlış tufanlardan geçti kavmim, böldü dil nehrini
Firavunlar bilmez hangi çiçek kokusu zehirledi bizi
Ya Rab! Karşılaştık seninle Tur Dağı’nda, 83 yaşında
Ağaç yaktın, kudretinden sual olunmaz
Mağrur mağrur baktım sana
Kayboldun, belki dedim, mağrur mağrur bakmaktır dünya
Ya Rab! Muhammed’in özelini anlattın kitabında
Beni uyutmayan derdi nasıl açayım sana?
Boğazına kadar gömüldüğün yalnızlığa, yeni yeni değiyor ayaklarım
Yalnızlığından sual olunmaz, teksin oralarda
Ya Rab! Taraftarlarını çalıyor senden ölümler
Şiir okuyanın da yok üstelik
Sen, her şeye gücü yeten!
Seni senden başkası mahvedemez
Ama biliyorum; İsa gerilirken çarmıha, yerken son akşam yemeğini, sen orada değildin
Yunus yem olurken, taşlanırken bir kutsal, yoktun sen
Ölürken babam, aşıkken ben, yakarırken son kez…
Ya Rab! Paslı bir makasla, eski bir fotoğraftan kestiler beni
Devamı var sanıyordum, tamamı buymuş.