Aldırma yüzümün asık olmasına

Zaman sararttı onu.

Kar yağdı, acılar bembeyaz

Çok yüklendim beynime

Hâlâ yanmakta.

Öksürmeye çalışsam da bacadan dumanı

Yazmamak bu çağa büyük saygısızlık.


Giderek alışmışım

Üstüne koştuklarımdan uzaklaşmaya

Nefretin cirit attığı bu zamanda

Atılan barış nutukları neden?

Neden sızlıyor iki parmak arasında kalem

neden tek başına ortalıktayım?

Neden özlemiyorum artık çocukluğumun sobasını?


Nasıl yağmurdur bu?

Neyi anlatıyor bana?

Yüzyıllardır sıkılan dişler

çatlasın artık

Çatlasın da açılsın

dökülsün ne varsa

kaysın dudaklardan aşağıya.


Aylar öncesinden unutulan şarabın dibi kaldı şişede

Dişler de çatladı, çocuklar eve erken dönüyorlar akşamları

Sahi, kuşlar da ötmüyor artık

Gidilecek tek bir adres yazıyor kağıtta

Oda tütün ile buharlı

Tanımamaya çalıştıkça kanla kesilen geçmişi

Ey diyor bana, yalnızlık böyle bir şeydir!


Beyaz bayraklar çekildi hayata

Ölümden önceki son bakış

son gülüş

son acı

Sonra televizyonda iki haber

Ne işimiz oldu dünya tarihinde?


Kesildi yağmurlar

Kalmadı denge, yokum uzun zamandır.

Evin kapısında görülmüyor tek ayakkabı

Aynalar kırık

Yazsınlar artık bunları da, gizledim kendimi

Pas tutan insanlık

kangren etti ömrümü.