İçinde boğulup neredeyse öleceğim boyuta gelen depresyonum hakkında ablamla konuştuk. Aslında ona sadece zaman zaman depresif hissettiğimden bahsettim ama bu yazıya doğru bir şekilde başlamak daha iyi olur. Hafifletmeden her şeyi olduğu gibi, apaçık söyleyerek. Bu durumu yalnız yaşıyor olmamla ilişkilendirdi. Ben ilk başta çok ikna oldum buna. Fakat daha sonra bunun üzerine detaylıca düşündüm ve sadece son bir senedir yalnız yaşadığımı fark ettim. O sırada senelerdir süren depresyonumun yalnız yaşadığımdan ne kadar haberi var bilmiyorum. Belki bunu fark etmemiştir bile. Onun kafasına taktığı bambaşka sıkıntıları vardır belki de. Benim bile çözemediğim... Oturup uzun uzun konuşabilsem keşke depresyonumla. Ne oldu desem, anlat. Ne derdin var? Ne oldu da bu haldesin? Biri bir şey mi dedi, bir şey mi yaptı sana? Hayır hayır. Çok yanlış yerlerde arıyorum sanırım cevabı. Hepsi, tüm depresyonlarım, tamamen koca bir varoluşsal sancı. Neden sorusu beni yiyip bitiriyor fakat ben yalnızca birazcık eğlenmeye, zevk almaya çalışıyorum hayattan. Aslında pek de bir beklentim, isteğim, gayem yok. Ve neden bir anlam arayışına girdiğimi de anlamıyorum. Yok işte.