Yalnızlık ölüme eşit midir? Şu sıralar bunu çok düşünür oldum. Öyle bir dünyam var ki, beni anlamayan, anlamak istemeyen, anlasa da işine gelmeyen insan sürüleri ile dolu. Bu bir problem değil, sonuçta herkes kendi hayatını yaşıyor, buna direkt müdahale edemem; lakin saçma bir şekilde bütün bunları bile bile beni anlasınlar öyle çabalıyorum ki, kendimden veriyorum sürekli. Belli bir noktada bırakıyorum çabalamayı ama olmuyor yine de. İnsan yaşadığı her süre zarfınca ölüme daha fazla yaklaşır ve bunu fark edince korkup durulmaya başlar ya ben de yalnızlığa yaklaşıyorum ve duruluyorum. Sonuçta ben bir insanım, doğam gereği sosyal olmam gerek, keza sosyal bir şekilde büyüdüm. Bu sebepten yalnızlık beni korkutmaya başladı. Alışık olmadığım bir hayata gidiyor oluşum, bilmediğim bir tarza bürünüyor oluşum beni rahatsız etmeye başladı. En zoruma giden taraflarından birisi de, ben bardağa ne olursa olsun dolu tarafından bakan birisiyken boşluğu fark etmeye başladım. Ne yalan söyleyeyim bu da beni sonsuz mutsuz yapacak diye korkuyorum...

Dip not olarak eklemek isterim, bütün bunları yüksek ateş ve şiddetli ağrılar eşliğinde yazıyorum. Umarım etkili faktör bunlardır...