Kalabalıkta aldığın ilhamı yalnızlıkta sorgulayanlardan mısın? Evet, yazıya bu soruyla başladım. Çünkü toplulukta alınan kararlar eninde sonunda senin süzgecinden geçiyor.
Zaman zaman arkadaş ortamından bir anda sıkılıp bahaneler bularak uzaklaştığımız olmuştur. Aslında sıkılmak demeyelim, sadece içer,den gelen seslere kulak verip onları dinlemek gerektiğinden ya da iç sesi sakin bir ortamda dinlendirme ihtiyacı duyabildiğimizden. Sessizlik gözle görülebilecek ve anında hissedebilecek kadar açık ve nettir. Araç kullanırken navigasyon yönlendirme anında bile eğer radyo açıksa onu kısarız. Orada kısılan sesle tüm duyular yapılması gereken işe odaklanır. Kimilerimize sessizlik hiç iyi gelmez hatta mümkün oldukça uyku hariç her anlarında birilerine ihtiyaç duyarlar. Akıllarda yakın dönemde yaşanılan bir süreçten bahsetmek istiyorum. Yaşadığımız uzun soluklu pandemi etkisi. Geçen bu süreçte yeni alışkanlıklar, yeni fikirler ve yorumlar edindik. Ve bu zaman diliminde insanın bir başına kalmasının o kadar da kötü olmadığını anladık. Bazılarımız resim yaptı, bazılarımız enstrüman öğrendi ya da yemekler yaptı. Zamana karşı yoğun geçen rutin günlerde zamanın aslında hızlı değil de farklılığının önemli olduğu ve tek başına da gün nasıl geçirilir o öğrenildi. Geçenlerde okuduğum bir yazıda insanlar hayatlarındaki radikal kararlarının, fikirlerinin tek başına yürüyüşlerinde ortaya çıktığı belirtilmiş. Benim için de tercih olan bu durumu uzun yıllar önce benimsemiş olmanın etkisiyle yalnızlıkta aranan kalitenin gün geçtikçe arttığını net bir şekilde gördük. Burada bahsettiğim yalnızlık asosyallik durumundan öte, düşünülen fikir ve konuların yalnızken alınıp topluluğa aktarılacak fikirler oluşturulması. Bu durum bir nevi insanın kendine uyguladığı meditasyon yöntemlerinden biri.