adımı unuttum 

kimse hatırlatma ihtiyacı hissetmedi 

ben bir ara iyi hissetmiştim ama 

sonradan bunun bir serap olduğunu anladım

seraplar gördüm, papatyalar kuruttum 

kurutulmuş papatyaları çay yapıp içtim

papatya çayları içerken 

annem sevdiğim insanları arayıp 

berbat halde olduğumu anlattı 

insanlar beni aradı

önce biraz sustum

sonra bir şeyler geveledim 

kimseler iyi olduğuma inanmadı 

kimseleri iyi olduğuma inandıramadım 

iyi olmak nesli tükenmiş bir duygu

iyi olmak kurumuş bir göl 

iyi olmak yanmış bir orman 


din ve devlet işlerini ayırdım

pandemiyi bahane ettim

haftalarca cumaya gitmedim

babam önce kızdı 

sonra bir şey dememeye başladı 

zihnimdeki yangına körükle ve

binbir yanıcı maddeyle gittim 

uslanmadım, sakalımı kestim 

herkes sakalımdan sıkıldığımı sandı 

ben ise yaşamdan sıkılmıştım

her geçen gün 

kendimi yan sokaktaki 

yıkılmaya yüz tutmuş binaya benzetiyorum 

fazla direnmiş insanlara ve zamana

örselenmiş ama belli etmemiş 

incinmiş ama yaşamayı da sevmiş 

o binanın son hafriyatı da kamyona yüklenince 

empati yapacağım hiçbir şey kalmayacak 

empati denilen olgu yeryüzünden silinecek 


sana inandım ve pişman olmadım

kendimi seninle çarptım, yine seni buldum 

benden epeydir bir şey kalmamıştı aslında

annemi bu duruma inandıramadım

hâlâ inanmıyor 

hâlâ sevdiğim yemekleri yapmaya devam ediyor 

hâlâ dünyanın güzel bir yer olduğunu düşünüyor 

annem çok güzel yanılıyor!