Gördün mü beni?

-hayır

Peki, ne kadar uzakta?


Mürekkebi kuruyan parmaklarım,

Gümüşten sakallarım var

Gördün mü beni yakınlarda?

Ensemde tokat izleri, avuç içim Cuma

Alnım nakışlarla dolu

Alnımda her çizgi yama

Bir gözüm yara bandı,

retinasına kurşun askerler dadanan

Bir gözüm kör değil,

içinde boş çekmeceler var

Ne kadar uzaktayım ben?

Kaybolduğum vakit,

çocuk duasıdır yörüngem

Yalın ayak bakar atsız karınca

Ve bir dua arkamdan su döker


Gördün mü beni?

-hayır

Peki, ne kadar uzakta?


Abdest bozar mı genelevin mor duvarına bakmak?

Kapıdan ilk çıkan suçludur

Mor lamba, mor ruj, mor olan siyah

Ağızda ters dönen sigara,

Yarıda kalan jilet yarası

Gözleri kısık, gözleri kansız

Sanki yıllar önce ölmüş tanrısı

Buradan geçtim mi ben?

Elinde ekmek, gözünde çapak

Omzundaki melekler ona ağır gelmiş

İyi bak!

Bu kadının topukları kırılacak

Günah mıdır sana bakmak?

Bir kadın ardımdan günahlar bırakacak


Gördün mü beni?

-hayır

Peki, ne kadar uzakta?



Günah mıdır sana bakmak?

Ya da ilk basamağa sol ayakla çıkmak?

Atlasın ortasında,

mezarları ile ünlü bir yarımada

Buraya atlarım ben desem ve atlamasam

Korksam, köşe bucak saklansam korkudan

Üzerine düşsem ekmek kırıntılarının

Dünyadan atlarken cenneti yaksam


Gördün mü beni?

-hayır

Peki, ne kadar uzakta?


Ay, galaksinin balkonudur,

Dünya ise bodrum katı

Merdiven altında saklarım göz kapaklarımı

Unut gitsin, orada başka şiirler var

Neredeyim ben?

Düşer cebimden fotoğraflarım bir an

Yüzümün asık,

gömleğin kanlı olduğu fotoğraf

En çok o düşer, yuvarlanmadan

Her basamak gövdemde yumru

Her basamakta daha da kanar

Bu kan reşit değil,

üflersen çıkar


Gördün mü beni?

-hayır

Peki, ne kadar uzakta?


Düştükçe bir can eksilir benden

Sahi gören oldu mu?

Çerçevesiz duvara yaklaşır göğsüm

Kaç muma üfledim ben?

-bu çamaşır ipi bana göre değil.

Düşerken nefesi kesilir

Yeşil çarmıhtan suni teneffüs,

orman gibi çarmıh

Dallarından şaraplar uzanan o orman

Yaşatır beni, öldürdüğünüz o orman

Yaşatır beni, yaşarken öldürdüğüm o orman


Gördün mü beni?

-hayır

Peki, ne kadar uzakta?


Buruştururken düzelttiğim fotoğrafın üzerinde lastik ayakkabı izleri

Biri diğerinden iki numara büyük

Ucuna sığmamış kesik parmakları

Muskasındaki dua sürüklerken onu,

şehirler kapanır ayaklarıma.

Kaçacak delik ararken okyanus dolu kuyuda bulurum kendimi

Bilmediğim bir yol bu

Bir şaman bakar karşı kıyıda

-acaba İnsanlık buradan ne kadar uzakta?

Yağmurdan nefret eder,

evi kumdan kaleolan çocuk.

Dayanır bedeni kumsala

İz bırakmadan

Mavi ve kırmızıdan başka


Gördün mü beni?

-evet

Peki, neden uzakta?





Fotoğraf: Mehmet Mercan