Sustu. Dinledi. Sonra konuşmak istedi. İçini diline dökemedi. Kulağından çekti telefonu. Soğuk yastığa kafasını koyarken sıcak damlalar süzüldü. Ellerini bacaklarının arasına koydu. Çekti dizlerini karnına, küçüldükçe küçüldü. Aklından hiçbir şey geçmiyordu, düşünemiyordu, ağlıyordu ama üzgün değildi. Yarası o kadar derin ve sıcaktı ki hissedemiyordu acısını. İçi kaynıyordu, karnı daraldıkça daralıyordu. Kalkmak istedi yatağından, sanki bütün eklemleri ona itiraz ediyordu. Aldırış etmedi ağrıya, kalktı pencereyi açtı. Kuş sesi duymak istiyordu biraz. Neredeyse her gün öten kuş o gün susmuştu. İncecik esen yelin getirdiği çiysi kokulu havayı içine, ciğerleri yanana kadar çekti. Tan yerinden karanlığı yararak çıkan ışıklar ona kendisini çağrıştırdı fakat tam tersini, içinde bir yerlerde ışık sönüyordu ve yerini ışığın yokluğuna bırakıyordu. Oturdu.

— Neden artık sevmiyor beni?

­— Neden sevsin ki, yanında olamıyorsun, üstelik çok üzdün onu. Hem kim sevsin seni, anan baban bile tam sevememişken, kim ne yapsın seni. İyice de çirkinleştin şu saçlarının haline bak, kabarık ve keçe gibi... burnun da kocaman zaten.

— Bensiz çok mu mutlu olacak? Korkuyorum ya bensiz mutlu olursa, o zaman hiç geri dönmez.

— Kaç günde unutur beni ya da kaç saatte ne yapıyordur şimdi?

— Üzülüyorsa bile çok mu uzun sürer yoksa hemen unutur mu beni?

— Benden bir şeyler yapmamı bekliyor mu ki şimdi?

— Hemen unutursa beni?

— Unutmasın, hiç unutmasın, hemen unutursa daha çok üzülürüm çünkü daha az sevdiğini anlarım.

— Her zaman sen daha fazla sevdin zaten. Değdi mi?

— Ya birbirimize verdiğimiz sözler, onları da unutur mu?

— Gerçek olmayacak sözleri neden unutmasın ki?

— Ya beraber kurduğumuz hayaller, onları da unutur mu?

— Onlar da gerçek olmayacak ki, unutur unutur.

— Peki, başkasıyla mutlu olamaz ki geri döner belki.

— Bal gibi de olur, hatta her zaman senden mutlu olur başkalarıyla olduğunda.

— Ama senden başkası olmaz demişti?

— Hep öyle derler.

— Neyse ya, beni sevmeyeni ben hiç sevmem.

— Hııı, buna kendin bile inanmıyorsun.

— Ama dedi, seni sevmiyorum dedi ve gitti.

— Nereden çıkardın inanmadığımı, inanıyorum gayet de.

— Yeter, saçmalama artık. Ben senim, kafandaki sesim ve her şeyi bilirim. Yarım kaldın işte. Artık yapacak bir şey yok, başka biri olacaksın, o zaman belki tam olursun.