Toprak kokuyor.

Ellerde, dudaklarda...

Bir parça mendil, içine ıslak bir toprak koyulmuş.

Avuçlarını sıkıyor kız çocuğu

Mendil yırtılmış

Tırnaklarına girmiş, kurumuş

Avuçlarını sıkıyor kız çocuğu

Yanakları çamur olmuş

Mendili öpüyor, kokluyor, konuşuyor

Kızıyorlar, din diyorlar

Ağlanmazmış,

Ah çekmek yasakmış,

Kızıyorlar, din diyorlar

Abdest bozulurmuş, öpülmez ölüler

Abdest bozulurmuş, hem de kardeşten

İzin vermiyorlar hadleri olmayan sarılmalara

İzin vermiyorlar son kez bakmaya

Göstermiyorlar, ortada bir kefen boylu boyunca

Kim yatıyor ki orda,

Göstermiyorlar, inandırmıyorlar

Gece örtmüşlerdi üstünü

Bir kutu süt bekliyor dolapta

Defterleri duruyor masanın üstünde

Kalemleri açılmalı, kalemtraş kaybolmuş

Göstermiyorlar işte

Dün gözleri gülen delikanlı bugün yok diyorlar

Bir çocuk kurşun yer mi

Sol yanı kan olur mu

Dün var olan bugün hiç olur mu

Gömdürmem diyor canı, yoldaşı

Girmiş mezar denen çukura

Gömdürmem diyor

Korkar o karanlıktan,

Gömdürmem diyor

Hava soğuk, aylardan şubat

Hemen hasta olur o, bakmayın selvi boyuna

Gömdürmem diyor,

Annesi haykırıyor

Oğlumun düğünü var

Gömdürmem diyor

Babası yok ortalıkta

Hapisten kaçılır mı Irak'a

Ah bu babası, ne zaman vardı ki

Okula mı götürdü sanki

Kalktı mı hiç kumar masasından

Ah bu babası

Hasret gitti dediler, gözleri ondan açıkmış

Hasret gitti dediler, peki teni de bu yüzden mi solmuş

Din dediler, yutkunmayı beklemeden gömdüler

Toprak kokuyor,

Bir ana her feryat ettiğinde daha da artıyor

15'inde bir çocuk, tahtadan kutulara sığıyor

15'inde bir delikanlı, çıkmamış sakalları toprak kokuyor...