Yılların var senin, bir esareti bir sıkışmışlığı andıran
bu istikametsiz diyar eğik başlarıyla şöhrettir bilirsin
kim nasıl kaldırsın başını, başındaki hain ağırlıkla
bunun için, bir bahaneyle yerlerden seslenmektesin
bu karanlık, tüm bunların içine doğan bir nesille yaşıt
her yanında, salyalanan yasak badireler
üstünde silinmez bir "mücrim" yazılı
soluğun; içinde dağılmaz bir öfkedir artık
nerede görülsen orada zamanın bir buhranı
buna hangi insan tanıyabilir bunca zamanı
adalet zorbaların mahkemesinde hüküm giymiş
yangın yeri yahut bir enkaz ile bağdaşık bir diyar bu
bir gençlik ümidi, hayatını başından tutarak eğmiş
genzinde çeyrek asırlık bir kalıntıyla gelinen son bu...
seni, hayâsızca hep kader diyerek teselli ettiler
oysa dilinde çıkmayı bilmeyen bin öfke, bin keder
diren, direndiğin yerden kırılacak bütün aksak kürsüler
bir hasretle ses getirsin, sıkıştırılan bütün hürriyetler