Bir kaç saniye içerisinde tepe taklak oldu yaşam

Ve tepe taklak oldu insanlar, insanlık ve varlık.

Kimileri uykudaydı bu sırada

Kimileri uyuyabilmek için tavanla konuşuyordu

Kimileri sevdikleriyleydi

Kimileri düşünüyor ve düşlüyordu

Bir çok kimileri var

Ve bir çok ihtimal.

Gün aymadan ayıldık bir çoğumuz

Bir çoğumuz ayılamadı

Bir çoğumuz rüyada olduğunu sandı.

Sabah olunca gördük binaların yıkıldığını

Kalkan toz ve yükselen feryat

Gösterdi hepimize durumun ağırlığını.

Karanlıkta olanlar bir ışık beklediler

Aydınlıkta olanlar karanlığı eşelediler.

Bir çoğunun umudu vardı

Umut ile beklemeye devam ettiler

Umut ile kazmaya

Umut ile ayakta durmaya...


Aydınlıkla ortaya çıkan

Ve gözlerin gördüğü

Büyük bir mücadeleydi bu

Yıkılan sadece binalar değildi.

Hayatlar, hayaller, anılar...

Şahit olunanla

İnsanın içini dolduran hüzün ve korku

Şahit olunanla hissedilen çaresizlik...


Ne ağır bir yara!

Sanki hiç iyileşmiyecek

Bir daha hayata dönmeyecekmiş gibi.

Sanki her şey bitmiş gibi...

Tam o anda

O anda

Küçük bir park

Küçük bir çadır

Ve uzanan bir kaç el

Tam o anda

O anda

İnsanın yüzünde mahçupluk

İnsanın içinde minnet

İnsanın içinde karmaşık duygular.

O anda

Soğuktan ve betonla savaşmaktan çatlayan ellerime tutuşturulan sıcak bir çorba.

İçimin ısınması

Umudumun yeşermesi.


Üzgün çocuklar

Yorgun kadınlar

Çaresiz insanlar.

Üşüyen ellere battaniyeler

Üşüyen ruhlara omuzlar

Kanayan yaralara yarabandılar.

Belki bir aş

Belki bir sohbet

Belki bir gülüş.


Küçük bir çadırla başlayan

Hayatı ilmek ilmek yeniden ören

Yıkıntıların arasından

binlerce insana ulaşan

Binlerce çocuğu güldüren

Binlerce kadını dinleyen bir hikaye bu.


Her taraf yıkık dökük ve toz iken

Hayal edin karanlıkta bir ışığın yandığını

Eski bir sobanın içinde ateş yandığını

Ve hayal edin üşüyen ellerinizi o sobaya uzatabildiğinizi

Hayal edin yıkıntıların

Hiçbitmeyecekmiş gibi gelen bekleyişlerin

Zamanın aldatmacasının arasına

Birbirine yaslanan omuzlar ile girebildiğinizi.


Tam vazgeçilmişken

Tam bitmiş sanmışken

Solmaya yüz tutmuş bir çiçeği suladık.

Çiçeğin yeniden açmasıyla

Havada uçuşan umut adlı polenler

Her tarafa yayıldı.

Tam bitti sanmışken

Sonsuz bir mücadele ile

Tek tek çiçek ekerek ya da sulayarak

Tozların ve yıkıntıların arasından 

Umut veren

Gözleri güldüren

Yeni bir yaşam kurduk.


Sen, ben, o değil

Biz.