Bu kitabı elime ilk aldığımda ya bir fabl okuyacağımı ya da bir kuş metaforu üzerinden başkarakterin hayat mücadelesini okuyacağımı düşündüm. Çünkü kitabın hem ismi hem de kapak resmi böyle bir düşünce yaratıyor. Kitabın isminin neden bu olduğuyla ilgili eleştiriye açık bazı tahminler yürütülebilir ancak kapak resminde de bir kuş olması oldukça yanıltıcı görünüyor. Eğer kitabın kapak tasarımını ben yapıyor olsaydım bir kuş çizmek düşüneceğim son şey bile olmazdı. Kitabın isminin "Tek Kanatlı Bir Kuş" olmasının sebebini ise romandaki belirsizlikler için kullanılmış bir metafor olarak yorumladım. Yaşar Kemal’in 1969 yılında yazdığını göz önünde bulundurursak o dönemde ülkede yaşanan pek çok olayın anlamsızlığına ve belirsizliğine tek kanatlı kuş metaforu ile dikkat çekmiş olabilir. Şayet ben, "Tek Kanatlı Bir Kuş" ismini duyduğumda, bu kuşun uçamayacağını, uçamayan bir kuşun da ölüme mahkûm olduğunu düşündüm. Eğer bu hikâyede gerçekten de tek kanatlı bir kuş anlatılıyorsa nasıl mantıklı bir gerekçe bulunarak kuşun yaşadığını ve hikayesinin anlatıldığını merak ederek açtım kitabın kapağını. Çünkü ismi itibarıyla başından anlamsızdı. Kısaca benim yorumumla, anlamsız bir isimle anlamsızlığını eleştirdiği olayları anlatıyor Yaşar Kemal bu romanında.


Bu romanı okurken aklıma bir terim geldi: Macguffin. Macguffin, bir film ya da kitapta genellikle çok bir önemi olmamasına rağmen olay örgüsünü harekete geçirmeye yardımcı olan bir nesne, olay ya da karakterdir. Örneğin; Yüzüklerin Efendisi’ndeki yüzük, Talihsiz Serüvenler Dizisi’ndeki şeker kasesi birer macguffindir. Romanın ortalarına doğru Yokuşlu’nun bir macguffin olduğunu düşündüm ama sonlarına doğru bundan emin olamadım. Ancak Yanıkoğlu Hüseyin’in sürekli bahsettiği ancak hiçbir zaman öğrenemeyeceğimiz derdinin bir macguffin olması muhtemel.


Kitap anlatmak istediğini başarılı bir şekilde anlatmış olsa da sonu anlamsız ve yarım kalmış gibiydi. Olay örgüsü kitabın başında beri yavaşça alıştığımız karakterlerin etrafında dönerken bir anda yeni karakterlerin girmesi ve bir kavgayla sona erdi. Kör Rahmi o anda orada mı yoksa öfkeli adam hayalinde mi onun boynunu sıkıyor ya da Kör Rahmi dediği o anda olay yerinde bulunan karakterlerden biri mi anlaşılmıyor. Roman ucu açık ve anlamsız bir şekilde bitmiş oldu. Sanki aceleye getirilmiş gibi bir sona sahipti.