Ağlamaz mı bu eşiklerin büyüttüğü ağıtlar
Herkes bilir de geçmez yamacından.
Kitaplardan ve umutlardan bir serçe kanadı
Yedi renkli bir kitabeye düşer, düşer durur.
Korkulan yalnızlık, ayrılığından merhametli durur
Aşk, kayıp bir söz olur gönül cümlende.
Şiirler kokusu hiç alınmamış yarım bir kadınsa
İçinde yitik bir çocuk, mabetler arar yaşlarına.
Kayıp zamanlarsa, solgunsa zambaklar
Kaldırım kenarları hüzünlüdür geceleri.
Ölüm o dur ki: iki derviş uğultusu yanaklarında yankılanan
Yapraklar artık siyah beyaz dökülmüştür canına.
Ben vaktine esir bir türküysem ertelenmiş bahar, eski bayram sabahı
Sen vaktinde söylenen şarkı, yeşillenmiş dünya, aydınlık çehre.
Sözünde büyüttüysem bunca gam tarlalarını
Yaşarım, yaşarım, yaşarım...