Beni sevdiğini söylüyor ama bana hiç yalan söylenmemiş, nereden bileyim?

Bana aşık ve bana hayran. Ama tam tersi, o bir deniz ve onun dalgasına kapılan benim. Benden yaşamımı, mutluluğumu ve gözyaşlarımı istiyor ve ben cömertim.

Neden?


Bu kadar inanmak, içinden gele gele, bile isteye kendini üzmek, yıpratmak...

Sırılsıklam bir yastığı çevirip diğer tarafına yatmak neden olabilir?

Merhametten yoksunsa eğer aşk, aşk mıdır?


Bir yanda ise daha farklı oluyor, o başka biri. Beni en çok seven dünyada, beni en çok ben yapan.

Benim için gelmiş dünyaya, beni sığdırmış kalbine diyorum.

Bana ayakta kalmamı sağlatan o acı.

Onu benden ayıran sadece nefes alamaması.

O beni sevdi sadece, ne yaptıysam ben yaptım kendi kendime. Ezkaza duygularımın hastalığa dönüşümü.

İntiharın bile soyutlanması bedenden, ruha hitap etmesi. Kalbin yanması ve huzursuzluktan doğan uykusuzluk.

Sanrısallaşan dünya ve rüya göremiyor olmanın yankılı çığlıkları.

Beni özlememesi de imkansız. Öyle olsaydı hissederdi bunu yüreğim.


Aklıma gelenleri de bir bir silmek işkence oluyor. Kalbime sancı veriyor. Ben ne yapıyorum?

Seviyorum, bu işkenceyi. Bir insanı sever gibi.

Bir hayvanı sever gibi.

Sorgulamadan.

Yargılamadan başıma gelenleri.

Düşünmeden.

Tek bir an bile ne yapıyorum demeden.

Kuşku duymadan seviyorum.