İçimde buruk bir heyecan var. Sana gelmek istiyor ama gelemiyor gibiyim. Beni istemediğini düşünüyorum. İçimde sana karşı belli belirsiz bir sevgi ve inanç var. Kendimden tam olarak emin olamadığım için gelemiyorum sanırım...

 

Başımı kaldırıp pencereye baktığımda beni gülümseten bir mavilik görüyorum. Huzurun simgesi sanki bu renk benim için. Ona ek olarak yeşillikler dalgalanıyor semada. Kuşların evi olan dallar ve yuvaların penceresi olan yapraklar var.

 

Seni düşünürken işte bu kadar huzur dolu oluyorum. Ama bir yandan da tedirginim. Ya yavru kuş yuvadan düşerse?

 

Her zaman seni bana anlatan, senden bir haber getiren güvercin, ömrümün sonuna kadar benimle olmayacak. Bir süre sonra hakkında anlatılanlar kesilecek. Ruhum sana aç kaldığında, sana ulaşmak için mücadele etmeyi öğrenmediğim aklıma gelecek.

 

Ve ben sadece acı çektiğimde ve pişman olduğumda seni düşünmek istemiyorum. Ben istiyorum ki sen hep benimle ol. Ve ben seni en çok, mutluyken ve hayatımdan memnunken düşünmek istiyorum... Sana acıyı değil, mutluluğu yakıştırıyorum.