Çalışma masanın başından kalkıp pencereye doğru yürüdü. Çalıştığı her vakit çalışma odasının perdeleri açık olurdu. Havaya baktı. Saat öğlen ikiye gelmesine rağmen akşam karanlığı oluşmuştu. Siyah bulutlar, birazdan fırtınanın kopacağının habercisi idi. Elindeki kahve bardağından dumanlar tütüyordu. Aslında kahveyi pek sevmezdi. Modaya uymuştu. Sosyal medyada gördüğü yazar olmanın ilk kuralı, masada bilgisayar, onun yanında gözlük ve dumanı tüten bir kahve idi. Girdiği yaratım bunalımından kurtulmak için en son çare buna sarılmıştı. Bir türlü yazamıyordu. Pencereden bakarken kahvesinden bir yudum aldı. Yüzünü ekşitti. Ne olursa olsun kahvenin tadını sevemiyordu. Pencerenin önünden sehpaya doğru yürüdü. Kumandayı aldı ve televizyonu açtı. Her zaman Bloomberg HT açık olurdu. İktisat okumuştu ve ekonomi ile uğraşmak zihnini dinlendiriyordu. O anda Merkez Bankası faiz kararını açıklıyordu. 100 baz puan indirmişti. Güldü. Ekonominin ufak ufak uçurumdan aşağıya itildiğini düşündü. Tekrardan kapadı televizyonu. Çalışma masasının başına geçti. Yazdığı ilk kitaptan sonra büyük övgülere mazhar olmuştu. Hemen arkasından ikinci kitabı da en çok satanlar listesine girmişti. Hatta bir kitabı filme, diğer kitabı da bir diziye konu olmuştu. Şimdi ise yeni bir kitap için yazı masasına oturmuş, ilham perilerinin gelmesini bekliyordu. Tüm notları önünde idi ama bir türlü başlayamıyordu.


Tüm bu düşüncelere dalarken aniden çakan şimşek ile kendine geldi. Fırtına öncüsünü göndermişti. Hemen arkasından bastıran sağanak yağış tüm dikkatini oraya vermesine neden oldu. O anda kahvesini gördü. Bir yudum daha aldı. Gerindi ve yazmaya koyuldu. Kelimeler parmaklarının ucundan akıp gidiyordu. Birkaç sayfa yazdı ve yazdıklarını okumaya koyuldu. Bir anda tiksindi ve hepsini sildi. Bu, onun kalemi değildi. Fazla soğuktu ve okuru içine çekmeyeceğini biliyordu. Bir kitabın giriş sayfaları okuyucuyu kendine çekebilmeli. Buna inanıyordu. Öyle abartılı tanımlamalar yerine, hikâyeye aniden başlamayı severdi. Macera ilk sayfalarda başlamalı, kitabın devamında da karakterleri tanıtma faslı bu maceraya yedirilmeliydi. Bu, onun alametifarikası idi. Şimdi ise bu kitaba tanıtmalarla başlamıştı. Okurken ruhu daralmıştı. Acaba eski usule mi dönseydi. İlk kitabını eliyle yazmaya başlamış sonra bilgisayara dönmüştü. Totem mi yapsaydı. Tüm bu düşünceler içinde iken uyumayı düşündü. Kalktığında belki yenilenebilir, bir şeyler yazabilirdi.