“Bir şeyi şiir dışında bir yolla dile getiriyorsanız şiir yazmayınız”
Yazmaya mecbur olmak diye bir şey gerçekten var sanırım. Böyle içinde sabırsız bir his beliriyor belki hadsizce seni başkalarından ayırabilecek düşüncelerin varlığına inanıyorsun ve onlara değer veriyorsun, gerisi kendiliğinden geliyor zaten. Bunların tamamı bir hegemonya*, biraz narsisizm*, çokça da plasebo*. İnsanın kendine inanması kanına sinsice sızan bir zehir mi yoksa bir çeşit tedavi mi yirmi dört yaşımda hala emin olamıyorum. Fakat biliyorum ki her seçimin temeli kendine inanmak ya da inanmamak temeline dayanıyor. Kendime inanmadığım her mesele benim için bir şiire dönüşüyor. Münzevi yeryüzünü terk edeceğime ve yaşamaktan vazgeçebileceğime inanmamaktan, İkarus’un Düşüşü kanatsız hissetmekten, Kandırılmak İster İnsanlar bir yanılsamanın içindeki mutluluğa özenmekten fakat oraya hiç ait olamayacağını bilmekten, Yaşamayı Anımsa bir temenniden ve Esenliksiz Uzam isyankâr olamamaktan çıkmışken bana bu şiirleri yazmak dışında pek bir seçenek kalmamıştı. Hepsi hayatımın içinde gerçekliği olmayan birer denemeydi benim için. Yazmasaydım ne olurdu bilemeyecek kadar var olmakla eş zamanlı benim için yazmak fakat yazmanın yaşamak gibi bir alternatifi olduğuna inanıyorum artık. Ve bir soru beliriyor gözümün önünde; yazmasam ne olur?
Bütün bunlardan bahsederken yapmaya çalıştığım yazmayı, yaratıcı süreci kutsallaştırmak değil. Yazmazsak ölmek ya da delirmek çok anlamlı gelmiyor bana çünkü hayat her şeye koşulsuz baskın geliyor ve akıl kendi deliliğinin önüne geçecek bir yol buluyor. Belki de bu yol delirmek oluyordur kim bilebilir. Sadece bir köşeye sıkışmış hissettiğinizde kendinizi, size uzanan her el daha bir kıymetli geliyor insana, yazmakta tam olarak bana uzanmış bir eldi. Kıymetini hep bildim ve hak ettiği değeri ona hep verdim. Şimdi “Yazmamak İçin Bir Rehber” hak ettiklerini tespit etmenin bir yolu gibi benim için. Bana bugüne kadar neler kattı ve bugün benden neler götürüyor, görmek istiyorum.
Bütün bunlardan bahsederken yapmaya çalıştığım yazmayı, yaratıcı süreci yermek de değil. Sizin için ne ifade eder bilemiyorum fakat benim için yazmak her zaman etrafımda dönüp duran sis bulunu anlamlandırmak ve tanımlamak demekti. Çok sefer kendimi ve bana ait düşünceleri bulmama yardım etti ve şüphesiz bugünkü kimliğimin temelini oluşturdu. Müsterih olun, ona hak ettiği değeri çokça sunuyorum.
Diyeceğim şu ki; başka bir seçeneğiniz varsa yazmak en iyi seçenek olmayabilir. Var olan her seçenek yazılanın samimiyetinden ve dürüstlüğünden götürür. Şimdi ben yazmak dışındaki seçeneklerimi de görmek istiyorum.
*terimlerin gerçek anlamını bir kenara bırakın, her şey bizim tanımladığımız kadar