her şeyden önce kuantize yaratıklardık

yemyeşil okyanuslardan kendimizi getirdik

bir sen geldin

bir ben geldim

aynı acılarımız bizi farklı insanlar yapmakta inat etmişti

kimsesizdik umutsuzduk

klişeler geliyordu aklıma gözlerin

gözümü kapatınca gözün

gözüme aksediyordu

tinsel devinimi göz kapaklarımda hissediyordum

göz bebeklerim anka kuşunu taklit ediyordu

tekrar mı asla

pişmanlık duymam ben

özler özler geberirim özlemimden

kimler gelir kimler geçer

yanımda kimler olur

kimler beni seçer

hangi şarkıları dinlerim

her zaman seni dinler kulaklarım

seni gözler seni hisseder

kırık aynalar getirir odama

odamda karbonmonoksit salınımı

duvarım delik deşik yerler fare leşleri

hatta kırmızı kan lekeleri koltuklarım

ellerimse onlardan kan kırmızı

yemyeşil okyanuslardan bir nuh'un asası

ikiye bölünmüşüm bir yarım odamda

yirmi üç yanım senin yanında

karanlık sonbahar atlası olacak parçalarım

koşup oynadığım papatya bahçelerinde

iki köşe iki çeşme iki göz

sulak tarlalar yarattın sen

yüzümün üst kısımlarında

çingene çocukları sigara içerdi

merdiven altı barlar sokağında

müdavim kendim

ve birdenbire odama girdim

aynı hayatı yaşarken iki kendim