günaydın ve iyi geceler,
bütün şarkılar / bütün şiirler sana.
Bugünlerde içimde zehirli ot gibi büyüyen bir biçimsizlik var. Her aynaya baktığımda benim olmadığını iddia ettiğim gözlerim, sensizlikten -belki- sessizlikten kupkuru dudaklarım, terli avuçlarım, biraz yaralarım var. Yok yok anlayacağın. Anlayacağın yok.
Yaşamdan alacağım var sevgilim, kaça gelir?
Ne yapsam gelir yani gözlerinin nemi, ne yapsam bulabilirim bütün hasretlerimi?
Sen de sanki bilmiyor gibi kaçırmıyor musun ellerini, üflenmiş küllerini.
Tutturmuşum bi' ıslık, yürüdüğün yollardan geçiyorum, sahiden öğretmeyecek misin nasıl yürünür bu çakıllı yolda? Nasıl kaybolmadan eve varılır?
Takılıyorum sana, herhalde öğretmeyeceksin, sana değil kırk yıl çünkü kırk asır...
Gölgeler içime işliyor,
annem çok ağlıyor bu gece.
karanlığın içinde biri bağırıyor:
"yeşiiiiiiiiiiiiiilllllll!"
Evet, her şey olabildiğince yeşil. Bahara yakalanmışız çünkü
çünkü nereden baksan dağları delmişiz,
çok susamışız fakat pes dememişiz.
haklı kavgamızın ardından yürüyüp durmuşuz...
"Zırrrrrrrrrrrrrrrr!!!"
Tam da her şey nasıl yolunda diyecektim! Etrafımı hızla, saçımı şefkatle taradım.
Her şey yolunda, her şey tam da solumda.
günaydın ve iyi geceler
bütün
arzular / bütün imgeler sana