Karanlık bir ormanda yolunuzu kaybettiğinizi düşünün , etrafınızdaki tanıdığınız bildiğiniz en azından aşina oldugunuz hiç bir şeyin olmadığını hayal edin. Ne kadar korkunç bir his değil mi bir bilinmezde yalnız kalmak? Tam da böyle bir korkunun girdabında kimsesiz kalmış gibiyim ben. Duygularım karmaşık ne istediğimden emin olamadan uyuyup uyanıyorum. Bazı günler sadece bitsin diye yiyor içiyor ve nefes alıyor,bazı günler hiç bitmesini istemediğim anlar yaşıyorum. Oturuyorum bazen öyle bomboş,bazen de yaptıklarım için zaman yetmiyor delice koşturuyorum . Yetişmeye çalışıyorum giden yarınların peşinden bazen, bazense sadece savruluyorum amaçsızca. Şimdi düşününce yaptıklarımı ve yapmadıklarımı daha zor geliyor kendimi anlamak. Çünkü hiç beceremedim kendi zihnimin karmaşıklığını ve dilini çözmeyi. Bir istiyorum ayrılıkları deli gibi;bir istemiyorum delice!Duygularım tavanı da tabanı da görüyor aynı anda çoğu zaman. Yani mutlu olduğum her an aslında öylesine mutsuz , korktuğum anlar delice cesur olabiliyorum. Bu kargaşaya aklım yetmiyor hiç. Gülerken ağlamayı ya da ağlarken gülmeyi demiyorum bile. Yanımda kalabalıklarla kocaman bir yalnızlığın ortasında yalın ayak üşüyorum en çok. Konuşmalar doluyor kulaklarıma ama duymuyorum ya da ben konuştuğumda sesim ulaşmıyor hiçbir kulağa . Hissiz olsam nasıl olurdu diyorum kendimce ,onu da olduramıyorum. Ardından bir acıma duygusu kaplıyor içimi en çok karsimdakine acıyorum. Ben bana alışığım da o alışık değil deyip kahroluyorum. Zorludur benim yollarım yokuşlarım boldur mesela,yürümesi kolay değil nefes nefese bırakırım kendimi de yanındakini de . Sancılıdr örneğin sözlerim ,ağrı saplanır durduk yere cümlelerimin orta yerine . Var mıyım yok mu ya da çok muyum bilemiyorum. Sanırım anlamak için ben yeniden doğuşu bekliyorum...

..."