2 yıl olmuş bu mecraya ara vereli. Ne güzel yorumlar almışım, ne güzel sözler yazılmış paylaşımlarım için... Şimdi kim bilir o insanlar neredeler, 2 yıl içinde hayatlarında neler değişti kim bilir?


Acaba 2 yıl bende neleri değiştirdi, neler getirdi neler götürdü...


Bir hedefim vardı, ona ulaştım. Bir zafere odaklanmıştım, başardım. Yıllardır hep çabaladığım o hayalimdeki hayatı kurmak için adım attım. Sevdiğim şehre taşındım. Sevdiğime kavuştum. Kendimle gurur duyacağım başarılar elde ettim. Kimi zaman yoruldum, kimi zaman durmadan koştum. Kimi zaman çokça güldüm. Yeni yerler gördüm, yeni tatlar denedim. Çokça okudum. Her şey güzel olacak demedim belki ama bir şeylerin daha güzel olması için çok savaştım. Diğer yandan ise içimde sinsi bir kurt bana sürekli: "Hayatımda hiçbir şeyin, hiçbir zaman güzel olamayacağını, olmaya başladığı an mutlaka bir yıkımın beni yerle bir edeceğini" söyledi durdu.

Kulaklarımı tıkadım, gözlerimi kapadım. Sussun istedim. Duymazdan geldim. Anılar kendini hatırlatıp kaygılarımı haklı çıkarmaya çalıştı, hepsini görmezden geldim. Çünkü bu kez güzel olacaktı. Bu kez başaracaktım. O düşlediğim huzuru yakalayıp sıkı sıkı tutacaktım. Bir çocuğun balonun ipini sıkıca tuttuğu gibi. Ancak o sinsi kurt haklıydı, haklı çıktı. Her ne kadar haksız olduğunu bilmek istesem de malesef ki yanılmadı. Yıkıldım, memleketim gibi. Belki bedenim o enkazların birinde değildi, ama ruhum çok büyük bir enkaz altında ezildi.

O sıkıca tuttuğum balon ellerimden kayıp gökyüzüne uçuverdi. Umutlarım, savaşlarım, inandıklarım, bildiklerim göğe doğru yükselip kayboluverdi.

Yardım eli uzattı sevdiklerim ancak ruh bu, kolay iyileşir mi? Bedenim değildi o enkazdaki, ruhumdu, anılarımdı, geçmişimdi... Kaçtığım acılarım, iyi ve kötü anılarım, gülüp oynadığım sokaklar, çocukluğumun geçtiği parklar, gençlik hatıralarım, ilk heyecanlarım, travmalarım... Bana ait ne varsa yıkıldı. Bir koca enkaz altında kaldı 22 yılım.


Velhasıl, hayatımın en büyük dönemeçleri hep bir şehre taşınmamız ile başladı. Yine bir taşınma ile karşı karşıya kaldım. Kaçtığım ne kadar dert varsa, sardığım ne kadar yaram varsa tekrar karşımda. Oysa ne çok çabalamıştım, bazı şeylerden kurtulabilmek için. Kısmet. "Nereye kaçarsan kaç acın da hüznün de senle gelir" derler. Kaçmıştım ama hüznümü ve kederimi geride bırakıp kaçmıştım. Unutmuştum, ne var ne yoksa silip attmıştım. Peki ya şimdi? Nereye kaçacağım, ne kadar kaçabilirim, doğrusu bu kez savaşmaya gücüm var mı emin değilim.


Öyle ki ben ne zaman birazcık başımı kaldırsam hayat koca bir yumrukla tepemden vurup beni tekrar en dibe çekti. Yılmadan yeniden kalktım ve yeniden battım en dibe kadar. Peki ya bir can kaç savaş kaldırır?


Bilmiyorum. Bildiğimi sandığım ne varsa kül oldu. Düşünemiyorum bile... Zihnim artık bana oyunlar dahi oynamıyor. Ruhum ve bedenim pes etmiş gibi öylece duruyor. Bu yüzden bildiğim tek bir şey var şimdi. Ben çok yoruldum...


Halime şükrettiğim günler çok oldu, hep oldu. Aldığım bir nefes için bile hâlâ sonsuz şükrediyorum. Ancak ben artık bir tatlı huzur istiyorum. Bir güzel tebessüm, kaygısız bir uyku. Dinlenmek istiyorum, sırtımı yaslamak bir çınar ağacına. Belki biraz kuş cıvıltısı ile bir bahar akşamında. Dinlenmek istiyor ruhum, yorgun düştü bunca savaşta. Ne kazanmak ne de kaybetmek umrumda. Kavuşmak istiyorum kurduğum ne kadar hayal varsa. Çünkü ben artık çok yorgunum...


05/03/2023