"Sevgili generalim Cevdet Bey. Pardon, Cevat Bey. Ve kadirşinas yalakaları. Şunu iyi bilin ki gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam, bu bir! Kibirden, kendini beğenmişlikten, bütün bu dağları ben yarattım havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim, bu iki! Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim, bu üç!

Dördüncüsü; gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski’nin dediği gibi: 'Gerçeğin her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim.'

Arkadaşlığın karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm. Evet, buna bayılırım, sayın generalim. Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir. Öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!
Şerefinize sayın generalim, şerefinize!"