Bambaşka bir şey bu. Anlatabilseydim, anlatana rastlayabilseydim keşke. Bu kör bir karanlık. Bazen bir odasında aynalara çarpıyorsun, bazen labirentlerinde kobay oluyorsun hatta bazen de burçak tarlalarında yüzüyorsun, bana mısın demiyorsun. Ellerini, tırnaklarını, dudaklarını, içini, ruhunu kemiriyorsun. En vahşi kemirgenle dörtnala yarışıyorsun.

Düşündüğü için kendinden nefret eden, istese de içinden kaçmayıp iki eli bir araya getiremeyen kargacık burgacık bir karalamayım ben, yeryüzüne atılmış bir çizik.


İçimin şüpheleri, varsaydıklarım bitirdi beni. Bir de her suyla, aldığım her nefesle, dokunduğum her şeyle kutsadığım aşk eksiltti beni. Eksile eksile kalmadım, yoklukların âlâsı oldum.

Tek bir kere, emin olsaydım; yüzsüzlerin yüz karası, bayrağına sarılanı olurdum. Aşk beni yerden yere vurarak evirmedi mi bu çirkinliğe? Eksile eksile çirkinleştim. En çirkiniydim yalnızlıkların. Çirkinliğim mat eder, devirirdi tüm şahları, şahbazları hatta varoluşçuları. Yaşamlarına anlam aramayı içimin karanlığından terk ederlerdi. Sessizlerin en avuç açanıydım. Acınası karanlığı avuçlarıma alıp gösteremediklerime yandım. Ben bir kuş değildim, baştan doğurulmadım. Doğrulamadım da savurdular küllerimi, rüzgarın bilinmeyeninde en etkisiz eleman oldum. Ben düşündüğüm için var değildim, ben düşündüğüm için yok oldum.


En ağlamaz, utanmaz, en baştan savmasıydım savrulanların, en önemsiz dizesiydim Zelda'nın, kalemleri kıranıydım yazgıların, evimi bulamadım. Evim dediğim her şeyin altında kaldım.

Kaçamam dediğim her deliğe sığdım. En midesiziydim yaşayanların, tuttum kendimi çöpe attım. Sustumsa ağzımı diktim de sustum, görmedimse gözümü dağladım da görmedim. Ama hissettiklerim... Kaçtım olmadı, düştüm yine kalktım. Bağlayıp da ipin ucuna asamadım onları. Elimi içeri daldırıp sökemedim kan yumağını, en güçlüsünü duyguların tabanlasam da içimden atamadım. Susmadı karanlık sokakları beynimin.


Dönüp bakınca gaddarlığıma şaşırıyorum. Susadığım kana tövbe ediyorum. En bilinmezi tanrıların, oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi yerlere vuruyor ayaklarını, vurduğu yerlere kapanıyorum, yine de şifamı bulamıyorum.