bir kış daha

ya bir kış daha göremezsem şimdi denizi

bir kış daha uzak kalırsam

çığlık atan bütün renklerden

ya yine donarsa tenim, hayalet öpücüklerin iziyle

erimeyen buz saçakları misali kuşatırsa kalbimi yeniden

ölü bir aşkın sönmeye yüz tutmuş soğuk alevleri


bir kış; salt bir kışlık ömrüm kaldı!

fazla dayanamam

anlamıyor saksıdaki süsen, oyun yapıyorum sanıyor

haykırıyorum bir nefeslik yazlara

ben kışta yaşayamam!


güneş değil benim ruhumu ısıtan;

belki, yıldız bakışlı yaz yabancıları

yahut da tenlerinde gezen ay


bütün kelimelerden uzak, beni tanımlayan

çamların altında, çimenlerin kokusunda

sevgi sandıkları tutku, havai fişek gibi parlayan

bütün mevsimlerden bir çırpıda

beni uzaklara kaçıran


bir kış daha

ya bir kış daha göremezsem samanyolu'nu

kıvrılacak bir koyun bulamazsam

tutunacak bir öpüş, bir gülüş, bir dokunuş

hiçbiri yoksa esaslı bir kopuş, hüzünlü gözlerimi

bir sonraki yaza taşıyan


her yılım böyle geçti

bir kez daha dayanamam