Düşlerimiz, hakkında bilgi sahibi olduğumuz şeylerin garip biçimde bir araya gelmesinden oluşuyor. En katıksız düşlerimizin kaynağı, deneyimimizin kaynağıyla alakalıdır.
(sayfa 10)

Aptallar! Sanki benim ölümsüzlüğümü beceriksiz aygıtlarıyla, ipleri ve darağaçlarıyla boğabilirlermiş gibi! Bu güzel yeryüzünün üstünde yürüyeceğim, yeniden yürüyeceğim, prens ve köylü, bilgin ve soytarı olacağım, yüksek yerlerde oturacak ve tekerin altında inleyeceğim.
(sayfa 32)

Ve burada geçirdiğim son günlerde yaşama dair tüm bildiklerimi gözden geçirirken, güçlü beyinlere asla söz geçirilemeyeceğini kavradım. Aptal insanlar, korkak insanlar, tutkulu doğruculuk ve korkusuz üstünlükten nasibini almamış insanlar; işte bu insanlar örnek mahkumları oluşturuyorlar.
(sayfa 41)

Unutabilme yeteneği akıl sağlığı anlamına gelir. Aralıksız anımsamak ise saplantı, delilik anlamına gelir.
(sayfa 43)

Öncelikle Bergson haklı. Yaşam entelektüel kavramlarla açıklanamaz. Konfüçyüs'ün de çok uzun zaman önce söylediği gibi: "Yaşam hakkında son derece bilgisizken ölümü bilebilir miyiz?" Ve onu anlaşılabilir kavramlarla açıklayamadığımızda, gerçekten de yaşam hakkında son derece bilgisiz kalıyoruz. Yaşamı yalnızca olgusal olarak anlayabiliyoruz, ilkel insanın bir dinamoyu anlayabildiği gibi; ama yaşamı akılla idrak edemiyor, yaşamın özünün doğasıyla ilgili hiçbir şey bilmiyoruz.
(sayfa 129)

İnsanın yaşamı ayaz ve fırtınayla savaşarak biçimlenir. Mücadelesi sayesinde damını yapıp ateşini yakar.
(sayfa 235)

Gözlemim şuydu ki herkesin bir diğerine deli demesi bu ülkede bir gelenekti. Gerçekte ise, benim yargıma göre bunların tümü deliydi.
(sayfa 237)

Politik olan her şey dinsel, dinsel olan her şey politikti. Bu yüzden de bütün temsilcilerin işleri başlarından aşkındı.
(sayfa 238)

Ama burası Kudüs'tü, için için yanıyordu ve bunlar düşüncede Devlet fikrini Tanrı fikrinde ayırmaktan aciz bir halktı.
(sayfa 246)

Pascal bir yerlerde şöyle diyor: "İnsan evriminin ilerleyişini incelerken felsefi akıl, insanlığı bireyler yığını olarak değil, tek bir insan gibi görmeli."
(sayfa 307)

Ölümcül günahları icat etmek için, maddeye egemenliğinin yardım ettiği hayal gücüyle insanoğlu gerekiyordu.
(sayfa 335)