Asla kendinden bu kadar uzağa gidebileceğini tahmin edemezdi. Nasıl gitmişti oraya veya kimler tarafından götürülmüştü hiçbir fikri yoktu. İlgisizliği çok büyük bir boyut almıştı. Artık kendisi hakkında en önemli şeylere bile ilgi duymuyordu. İş okul arkadaşları kadınlar hiçbir şeye. Daha iyi olmaya dair bir çabası bile yoktu. Öylece yaşayıp gidiyordu. Genç sayılabilecek bir yaşta olmasına rağmen kendini yorgun ve şanssız hissediyordu. Bazı şeyleri istememesine rağmen yapmak zorundaydı ve bazı insanların egolarını tatmin etmek zorundaydı. Para için ve bir çok şeyler için bunları yapmalıydı. Aslında tek başıma olsam ne yapardım diye düşünerek hareket etmeye biraz da olsa cesareti olsa belki de hayatı biraz da anda yaşasa istediği şeyleri elde edebilirdi. Ama yapamıyordu. Sanki doğumundan bu yana elleri kolları görünmez bir güç tarafından bağlanmış gibiydi. Ne zaman bu düşünceler arasında kaybolmaya başlasa kendinden daha kötü durum ve şartlarda yaşayan insanlarla empati kurup ne kadar şanslı olduğunu kendisine söylerdi. Ama her şeye rağmen zordu. İstemediği şeyleri yapmak zorunda hissetmesi ondan daha az hakettiğini düşündüğü insanların daha rahat yaşamasını kaldıramıyordu. Hayatın ne kadar çalışırsan ve emek verirsen ver adalet terazisinin her zaman görevini aksatmadan yapmadığını bazı şeylerin belirsizlik ve bilinmeyen şeyler tarafından kontrol edildiğini düşünüyordu. Sanki bazı zamanlar kendisinin tam tersi ve bazı zamanlar çok farklı biriydi. Hem birden fazla kimse olmak istiyor hem de kimsesiz olmak. Kendinin var olan büyük bir çarkın çok küçük ama olmasa da olur bir parçası olarak görüyor ve buna rağmen bir şeyler yapmaktan geri kalmıyordu. Kendini iyi hissettiği zamanlar, yanında iyi hissettiği insanlarla tüm kişiliklerinden kurtulup dünyanın en komik ve eğlenceli insanlarından biri oluyor sanki tüm mağduriyeti bir anda siliniveriyordu. Uzun zamandır tam olarak ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Önünde bir hedef veya hırs yapabileceği bir şey yoktu ve eskisi gibi kendine bunu yaratmaya gönüllü değil gibiydi. İnsanlardan hoşlanmama özelliğini törpülemiş gibiydi. Hatta sevmediği insanları bile bir müddet hoş görebiliyor hemen kestirip atmıyordu. Büyümüş gibiydi zihni ve kalbi daha açıktı. Daha cesur daha adil daha akılcıydı. Duygusal zekasının kurduğu ezici üstünlük yerini akıl ve mantığa bıraktığındandı belki de her şey. Ama tüm bu belirsizlik içinde yarın uyanınca yeni şeyler yapmaya enerjisi oluyordu. Hala umudu vardı kendine rağmen bazı şeylere. Hala bir şeylerden hoşlanıyor keyif alıyordu. Çünkü gençti daha zaman vardı. İlerisi yaşadığından daha uzun gibiydi. Daha her şey yeni başlayabilecek gibi bir yaştaydı. Her şey yapılabilir geliyordu. Yaptığı bazı şeylerden hala utanıyor utanmaması gerek şeylerden bile. Asla birini beklemiyordu. Bazen geliyorlardı bu hissedebileceği bir şeydi. Ama nedensiz bir şekilde olmuyordu. Sanki her şey pamuk ipliğine bağlı gibiydi. bir anda kopuveriyordu insanlardan. Şu ana kadar tanıştığı neredeyse hiçbir insan onun kadar karşısındakini düşünmüyordu. Belki de bu kadar düşünmesi de doğru değildi ama hep böyleydi. İnsanları rahatsız etmekten hep çekinmişti. Belki de zaman geçtikçe o da rahatsızlık duyduğu insanlar gibi olacak rahatsız etmekten rahatsızlık duymayacaktı. Ama her şeye rağmen daha önce de söylediğim gibi iyiydi. Daha iyi olabileceğine dair inancı vardı. Etrafındaki şeyleri güzelleştirebileceğine dair inancı hiç gitmemişti. Bu onu daha değerli biri gibi hissetmesini sağlayacaktı. Kendi kendini idare edebilmesi kendini çok iyi hissetiriyordu. Uzun zamandır neredeyse insanlardan bir şey istemiyor kendini hep rahata kavuşturmak için zorluklar çekiyordu. Ve bu andan itibaren hep andaki kendi olmaya karar verdi. O ana kadar hayat onu nasıl biri haline bürümüşse ve nasılsa öyle olacaktı. En iyisi o ve herkes için buydu. Kendi olmadığı veya olamadığı her an yalnız kaldığı zaman onun için rahatsızlık arz eden eski zamanlar olacak belki onu uyutmayacaktı. Hedefi geçmişten daha az pişmanlık duymak. Gerçekleştiremediği şeyleri en aza indirmekti. Buda çok daha az korkak olmayı gerektiriyordu. Ve bu konuda eskisinden daha iyiydi. Bütün bu belirsizlik ve istememezliği içindeki en büyük gerçek olarak kabul edip yoluna bakmaya her şeye rağmen devam edebileceğini kendine hatırlatmaya ve gerçek olmaya devam edecek.