Mayıs yirmi iki,

dokuz ay, beşinci gün

beş gün görmesem seni içim titrerdi

kaç beş’ler geçti, haberin var mı?

dokuz dakika geç kalsam sana kızardın.

nice dokuzlar oldu saydın mı?

seni gördüğümde on dokuzumdaydım,

körpe fidanlar gibi

şimdi yirmi ikisindeyim hayatın

ve sen yoksun

uzaklarda bilmediğim diyarlardasın

gittin

körpeliğimden bi’haber

gel

güneşli dağlara çıkalım

şen olalım çocuklar gibi

söz ettiğim gibi bekliyorum

ihtiyacım olan sensin, gel

bir mevsimin yirmi ikisinde

bekliyorum