Duvara gömülü bir saatin,

Kendine buyruk ibrelerindeyiz.

Almış başını gidiyorsun.

Olduğum yerde seni bekliyorum, bir adım ilerlemek için.


Eski bir duvarda,

Antika eşyaların arasına asılmışız.

Yeniyiz diye

yan gözle bakıyorlar bize.


Yan yana geldiğimiz her birer dakikalık sürelerde,

Seviyoruz birbirimizi.

Bana hızlı olmamı söylüyorsun.

Ben yavaş olmazsam, bir günde yirmi iki kez

nasıl severiz birbirimizi?


Tarihin tozlu sayfalarında yazılanlara şahitlik ediyoruz birinci gözden,

Bazen bir kulenin tepesinde, bazen bir bilekte.

Yıldızlı babasına diş bileyen Kronos'un kibrinde.

Kiminin göğüs cebinde...


Antikaların yan bakışlarına maruzuz hâlâ,

Sırtımıza takılan pillerden olsa gerek.

Zemberekli olsak belki severlerdi bizi.

Oysa bizim kovalamacamız, birbirimizden ayrılmadığımız sürece

her şeyden daha baki.