Bırak gitsin. Suskun, bıkkın, kurak saydığımız her şey ayrılsın hayatımızdan. Bizler dolambaçları göğe sığdıramadık hiçbir zaman. Şimdi bu yılgınlığı ve yorgunluğu yaşıyoruz, avuçlarımızda derman. Bizler kederi yüklemedik hiçbir zaman sükut dolu fotoğrafa, duru nehrin ışıklarına hayallere aldanmak için baktığımız zamanlardan koparmadık hiçbir zaman umudu. Suskunluğu ve öfkeyi kusmadık üstü örtülü kelimelerden başka hiçbir şeye.

Bizler anlaşılmayı bekleyen umarsız yolculardık, umarsızdık ama vefalıydık belli ki burada bağlandık. Burada ilk kırıklarımızı aldık ellerimize. Issız sokakların yamaçlarında gamsızca dolaşmayı beceremedik, telaş vardı sürekli parmak uçlarımızda. Kırıkları alınca onlara da kalmadı yer, boş ver gitsin her şeyi.