Eskiden benim geceleri
Annem masal anlattıkça çözülen
Uzun örgülerim vardı
Tüm yokuşları bilirdim ama
Daha da dikleştiler sanki
Ardımda bıraktığım seneler arttıkça
Düzlüklerde kesik kesik soluk aldıkça
Ve soluğum yaktıkça renkli yazlarımı
Bana huzur yalnızca
Siyah beyaz fotoğraflardan baktıkça
Adımlarım sırtıma bata bata yol almak
Hep yoklukla dövülmüş sırtıma
Daha da zorlaştı
Benim eskiden azalmazdı zamanım
Kalbim pek nadir kırılır
Çok sebep bulurdum şükretmeye
Yazmalarım oyasız kalmazdı hiç
Hep yeni bir kışlık örerdim
Yasla bölünmedikçe
Hafızamın en acıyan yeri uyandırır oldu beni sabahları
Eskiden çok severdim de
Bir gün sabahın beşinde güneşi karşılamak
Yüreğimi sızlatmaya başladı
Kaybedince bir geleceği, sonrasını tüm baharların
Sandıklardan cennetin kokusu silinince
Sessizlik kurulunca sobanın yanı başına
Yaşamak giderek
Türkülere benzemeye başladı
Dağlar, gök ve toprak
İhtiyar ellerimden
Yitip gidenlere şahittir
En çok toprak
Elif Ertem
2020-12-20T14:06:44+03:00Çok teşekkür ederim, yorumlarınız çok kıymetli
Sena Türkmen
2020-12-20T13:46:45+03:00“Yaşamak giderek
Türkülere benzemeye başladı”
Şiir giderek güzelleşti, hissettirdikleri güzeldi. Elinize sağlık.
Elif Ertem
2020-12-20T13:21:18+03:00Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.
Serhat Tepe
2020-12-20T12:25:44+03:00Sonlara doğru güçlü bir ses buldu ve hak ettiği finali yarattı bu şiir. Elinize sağlık.