Eskiden benim geceleri

Annem masal anlattıkça çözülen

Uzun örgülerim vardı


Tüm yokuşları bilirdim ama

Daha da dikleştiler sanki

Ardımda bıraktığım seneler arttıkça

Düzlüklerde kesik kesik soluk aldıkça

Ve soluğum yaktıkça renkli yazlarımı

Bana huzur yalnızca

Siyah beyaz fotoğraflardan baktıkça

Adımlarım sırtıma bata bata yol almak

Hep yoklukla dövülmüş sırtıma

Daha da zorlaştı


Benim eskiden azalmazdı zamanım

Kalbim pek nadir kırılır

Çok sebep bulurdum şükretmeye

Yazmalarım oyasız kalmazdı hiç

Hep yeni bir kışlık örerdim

Yasla bölünmedikçe


Hafızamın en acıyan yeri uyandırır oldu beni sabahları

Eskiden çok severdim de

Bir gün sabahın beşinde güneşi karşılamak

Yüreğimi sızlatmaya başladı

Kaybedince bir geleceği, sonrasını tüm baharların

Sandıklardan cennetin kokusu silinince

Sessizlik kurulunca sobanın yanı başına

Yaşamak giderek

Türkülere benzemeye başladı


Dağlar, gök ve toprak

İhtiyar ellerimden

Yitip gidenlere şahittir

En çok toprak