Dağa çıkmıştım, bir amacım yoktu. Yol azığı diye Hacı Taşan çalıyordu telefonumda. Ama Hacı dayımın söylediği hiçbir şeyi anlamıyordum. Sanki türkü söylemiyordu da kuş, dere, rüzgâr, yağmur sesi çıkarıyordu. Kendimi seslerin katarına atmış, yürüyordum ben de öylece. O ara “kurban olurum” diye bildiğim dilden bir söz duydum. O söz bana insanlığımı anımsattı birden ve cümle ağaçlar, otlar çiçekler öylece dururken yürüyor olmamdan utanarak oturdum yere.


Hemen yanımda küçük bir kaya vardı. Meyilli arazide, bıraksalar uçacakmış gibi duruyordu. Anam kızacaktı biliyordum ama yine de üstümün kirlenmesine aldırmadan uzandım yere. Ve o ara, taşın altında küçük, küçücük eflatun çiçeği fark ettim. Sanki birilerinden gizlenmek ister gibi utangaç, nazenin. Koskoca kayanın dibinde savunmasız. Belki bin belki daha eski bir tarihte biri ona ve kardeşlerine ballıbaba demişti. Evet, bu bir ballıbabaydı ama bunun, benim için bir anlamı yoktu. Çünkü o taşın altındaki çiçek, benim için bambaşkaydı artık. Demincek o, diğer kardeşleri gibi bir küçük çiçekti. Ama şimdi benim gördüğüm, baktığım, yüzüstü gelip yapraklarına yüzümü sürdüğüm bir çiçekti. Arkadaşımdı yani ve elbette bir ismi olmalıydı; Küçücüğüm!


Güneşi sırtıma alıp, yarım saat izledim onu. Sanki yeteri kadar bakarsam, benimle konuşacakmış gibi geliyordu yahut konuşmasa bile her dediğimi anlayacakmış gibi. Dayanamadım ve bana insanlığımı anımsatan sözü söyledim ona; “kurban olurum!” Bence duydu. Çünkü titredi, rüzgâr vurunca salındı ve sonra güneşle birlikte bana en güzel, en güzel renklerini gösterdi. O ara biri beni görse, belki de meczup sanırdı. Oysa ben, renklerin âleminde geziniyordum sadece. Hacı dayım ünledi yine; “yarenler aşkına bir selam verdim.” Ah dayım benim! Sen niyaz edersin de ben söylemez miyim? “Yarenler aşkına sana selam olsun Küçücüğüm” dedim ve ayağa kalktım. Ben, ona göre devasa bir varlık o ise üç parmak boyunda bir can. Ama o an, hiçbir fark yoktu aramızda. Ben onu fark etmiştim o da beni duymuştu. Arkadaştık, dahası kardeştik bence.


Dönüş yolunda aklıma geldi; Küçücüğüm de bana bir isim vermiş miydi acaba?


 

29 Şubat 2024

Gültepe